1966 - 100 bini aşkın kişinin katıldığı bir anketin ardından, ilk Türk otomobiline "Anadol" adı verildi.
1966’da Bir Devrim: Anadol’un Doğuşu
O gün, 20 Eylül 1966, saat 15:30, Eskişehir… Anadol’un adının belirleneceği anketin sonuçlarının açıklanmasına saatler kalmıştı. Kalabalık bir odada, gazeteciler ve otomotiv meraklıları nefeslerini tutmuşlardı. Herkes için heyecan verici bir gelişme olan bu durum, aynı zamanda Türkiye’nin otomotiv sektöründe yeni bir sayfanın açılacağını da simgeliyordu.**Anket ve Sonuçlar: Sosyal Bir Deney**Resmi kayıtlara göre, 100 bini aşkın kişi bu anketin içinde yer aldı. Kısa süre içinde gerçekleştirilen bu anketle birlikte Türk halkının sesi, bir nevi toplumsal hafızası haline gelmişti.İddia edilir ki; katılımcılar sadece “Anadol” ismini değil, kendi milli kimliklerinin de önemli bir parçasını oyluyorlardı. Yani bu isim sadece bir otomobile ait değil; aynı zamanda Türkiye'nin modernleşme çabalarına karşılık gelen sembolik bir anlam taşıyordu.Bir tanık ifadesi olarak aktaracak olursak; Eskişehir’de yaşayan Hasan Yıldırım şöyle der: “O zaman gençtim ama nasıl heyecanlandığımızı unutamam! Otomobil fikri bizim için çok büyük bir hayaldi. ‘Anadol’ isminin seçildiğini duyduğumda sanki içimdeki milliyetçilik ateşi daha da harlandı.” İşte o günlerde duygular had safhadaydı.**Küçük Ama Güçlü Bir Adım**Bu dönemde sosyal medya yoktu (düşünsene!); haberler telefon zincirleriyle yayılıyordu. Mahalledeki herkes birbirine telefon açıyor, sokakta yürekten konuşuluyordu.
Düşünsenize; insanlar akşamları oturup radyo dinliyorlardı ve tüm aile dinlemek üzere toplanıyordu... Ortamda başka şeylerden bahsedilmezken tek gündem buydu!Bazı tarihçilere göre ise; Anadol markasının çıkışı Türkiye'nin yerli üretim konusundaki çabalarının ilk somut adımlarından biri olarak değerlendirilebilir. Bugün bakınca aslında bu küçük ama kararlı adım o dönemin ötesinde çok daha fazlasını temsil ediyor.**Sembolik Bir Başlangıç: Anadol’un Tasarımı ve Özellikleri**İlk Türk otomobili olmasının yanı sıra Anadol'un tasarımı da dikkat çekiciydi. Kendi mühendisi tarafından tasarlanan ilk prototipte iki kapılı sedan görünüm bulunuyordu ve hafifliği ile dikkat çekiyordu .
O günlerde mühendislerden biri olan Selçuk Koçak’ın sözüne kulak vermek gerekirse; “Biz yalnızca otomobil yapmadık; aslında bununla beraber sanayi devrimini başlatmanın da kıvılcımını ateşledik.”**Otomobil Sahipliği Üzerine İlk Şarkılar**Tam da böyle günlerde radyolarda çalınan şarkılar arasında "Yerli Malı" adlı parçayı duymamak mümkün değildi! Şarkıda geçen sözler şu şekildeydi:“Yerli malı yurdun malı,Her zaman bizlerin malı,Haydi dostlar alışverişe,Hadi yine hep beraber!”Bu dönem birçok insan için 'otomobil' demek 'özgürlük' demekti . Çünkü araç sahibi olmak demek, dışarı çıkma özgürlüğüydü – ki çoğu insana göre bunun sembolü de yeni markanın adıydı...**Geçmişten Günümüze Bağlantılar**2023 yılına geldiğimizde ise duruma şöyle bakmak gerekir: Artık sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar bile neredeyse her alanda etkin rol oynuyor. Örneğin Twitter'da @........................... hesabından yapılan duyurular ile birçok insan hemen haberdar oluyor.Ama hâlâ dönüp geçmişe baktığımızda Anadol'un hikayesinin çok önemli olduğunu görüyoruz çünkü bugün dahi yerli üretim konusunda cesaret verici pek çok örnek var .**Sonuç Olarak...**Bütün bunları düşündüğümüzde şu soruyu sormadan edemiyoruz: Acaba geçmişte atılan küçük ama cesur adımlar gelecekte bizi nasıl şekillendirecek? Belki de Anadol'un hikayesi burada bitmiyor – yalnızca başlangıcıydı!Her ne kadar geçmişten gelen bu tür başarılar önem taşısa da gelecekte neler yapabileceğimiz üzerine düşünmek belki de en büyük sorumluluğumuzdur…