1926 - İtalya'da Mussolini önderliğindeki Faşist Parti Devlet Partisi olduğunu açıkladı; her türlü muhalefet yasaklandı.

İtalya’da Faşizm Dönemi: 1926’nın Anlamı ve Önemi

1926 yılı, İtalya tarihinin karanlık sayfalarından birine damgasını vurmuştur. Belki de, faşizmin sadece bir siyasi akım değil, aynı zamanda bir toplumsal dönüşümün aracı olduğu bu dönemde, muhalefetin tamamen ortadan kaldırıldığı bir düzenin başlangıcını simgeliyor. İtalya’da Mussolini’nin liderliğindeki Faşist Parti’nin devlet partisi olarak ilan edilmesi ile birlikte demokrasi kavramının üzerindeki örtü çekilmiştir.

Faşist Parti’nin Yükselişi

Bazı kaynaklara göre, 1919 yılında kurulan Faşist Parti, ilk başta pek de ciddiye alınmayan bir grup gibi görünüyordu. Ancak Mussolini'nin iktidara yükselişiyle beraber durum değişti. İlk olarak 1922’de iktidarı ele geçiren Mussolini, zamanla ülkenin tüm yönetimini kendi eline almak için adımlar attı. Özellikle 1925-26 yıllarında gerçekleştirilen siyasi baskılar sonucunda tüm muhalefet grupları yasaklandı.

Tarihin Karanlık Yüzü

17 Kasım 1926, saat 15:00 Roma… O gün yapılan toplantıda Mussolini, kendisini ülkede tek lider ilan etti ve faşizmi devlet ideolojisi olarak kabul ettiğini duyurdu. Bu olayın hemen ardından muhalifler gözaltına alındı ve birçok kişi sürgüne gönderildi. Resmi kayıtlara göre bu süreçte yaklaşık 10.000 insan hapse atıldı ya da sürgün edildi.

Sosyal Etkiler ve Toplumun Tepkisi

Mussolini’nin uygulamaları halk arasında derin yaralar açtı. O dönemde yaşamış olan Maria Rossi isimli bir tanık ifadesiyle; “O gün sokaklarda yürürken herkes sessizdi. Gözlerde korku vardı” dediğinde o atmosferi ne kadar iyi yansıttığını düşünüyorum . Ayrıca dikkat çeken şeylerden biri; toplumun büyük kesiminin bu duruma sessiz kalmasıydı. Zira birçok kişi ya fikirlerini gizlemek zorunda kaldı ya da faşizmin sunduğu düzen karşısında çaresizlik içinde bulundu.

Sosyal Medya Olmadan Dayanışma

Tabii ki o yıllarda sosyal medya yoktu! İnsanlar birbirleriyle telefon zincirleri aracılığıyla haberleşmeye çalışıyorlardı . Radyo yayınları ile durumdan haberdar olan kitleler yerel dayanışma ile karşı durmaya çalıştılar ama sonuç pek iç açıcı değildi... Birçok mahallede komiteler kuruldu fakat bunlar genelde hızla dağıldı veya kapatıldı.

Baskıcı Yönetim ve Çeşitlenen Stratejiler

Mussolini hükümeti sadece fiziksel şiddetle yetinmedi; propagandayı yoğun biçimde kullandı . Eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapıldı ve gençler milli değerlerle yetiştirilerek faşist ideolojiye entegre edilmeye çalışıldı.

 

Dün ve Bugünün Bağlantısı

 

Zaman ilerledikçe yapılan baskılar arttı ve işkenceler yaygın hale geldi . Ancak sosyal medyanın olmadığı zamanlarda bile insanlar zulme karşı direnmek için yollar bulabiliyorlardı! Günümüzde ise Twitter gibi platformların etkisi sayesinde insanlar anında seslerini duyurabiliyorlar; örneğin @............ hesabından paylaşımlar yaparak gerçekleri aktarmaya çalışan bireyler görülüyor .

 

Tarihten Aldığımız Dersler

 

Bazıları iddia ediyor ki tarih tekerrürden ibarettir… Bize düşen görev ise geçmişte yaşananlardan ders çıkararak geleceğimizi daha iyi inşa etmek olmalı . Bugünkü siyasi iklimde özgürlüklerin kısıtlandığı her durumda “faşizm” hatırlanmalı mı? Bu sorular ışığında toplumun durumu üzerine düşündüğümüzde umarım tarih tekerrür etmez!

 

Kapanış Düşüncesi

 

Kısaca ifade etmek gerekirse, hem insanlığa hem de ülkemize zarar veren her türlü otoriter rejime karşı direnç gösterilmeli... Çünkü özgürlüğümüz ne kadar kıymetliyse geçmişten alacağımız derslerin önemi de o kadar büyük! Özgürlüğümüz için kim bilir belki yeni yöntemlerle mücadele etmenin yollarını aramak zorundayızdır!