1933 - Almanya'da Naziler; Heinrich Mann, Upton Sinclair, Erich Maria Remarque gibi yazarların kitaplarını yakmaya başladı.
1933'te Almanya'da Nazilerin Kitap Yakma Eylemleri
“Bir toplum, düşünce özgürlüğünü kısıtladığı an, kendi ruhunu da yakmaya başlar.” Bu sözler, 1933 yılının Almanya’sında yaşanan trajik bir olayın ruhunu çok iyi özetliyor. Bu dönemde, Nazi rejiminin entelektüel kesim üzerindeki baskıları ve düşünce özgürlüğüne yönelik saldırıları pek çok sanatçıyı derinden etkilemiştir. Heinrich Mann, Upton Sinclair ve Erich Maria Remarque gibi önemli yazarların eserleri, o dönemde baskılarla birlikte toplumsal ve siyasi bir tepkiye dönüşmüştür.
Tarihsel Arka Plan
Almanya’da 1933 yılı, Adolf Hitler'in iktidara gelmesiyle birlikte tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Nazi Partisi’nin yükselişi ile birlikte ideolojik temizlikler başlamış; sanatı ve kültürü kontrol altına alma çabaları hız kazanmıştır. O dönem resmi olarak yasaklanmış eserlerin listesinde yer alan yazarların başında Heinrich Mann'ın "Mephisto", Upton Sinclair'in "The Jungle" ve Erich Maria Remarque'ın "All Quiet on the Western Front" gibi kitapları bulunuyordu.
Kitap Yakma Törenleri
Bazı kaynaklara göre , 10 Mayıs 1933’te Berlin’de yapılan büyük kitap yakma etkinliğiyle birlikte bu duruma resmen adım atılmıştır. Öyle ki, bu törende yaklaşık 25 bin kitap ateşe verilmişti! Tören esnasında Hitler gençliği tarafından hazırlanan sloganlar dikkat çekmekteydi: “Düşüncelerin ateşle yok edilmesi.” Birbirinin ardına dizilen kitaplar kütüphanelerden toplanarak düzenlenen meydanlarda yakılmıştır.
Duygusal Bir Anı
Bazı tarihçiler, o gün Berlin'de bulunan Sophie isimli genç bir kadının gözünden aktarılanları değerlendiriyorlar. Sophie'nin ifadeleri şöyle: “O gün dışarıda yürüyordum. Kalabalıkta gözyaşlarını tutamayan insanlar vardı; çoğu kitabını kaybetmenin acısını yaşıyordu...” O anki hissettiği korku ve çaresizlik iç içe geçmişti.
Sosyal Medya Öncesi Dayanışmalar
O dönemde sosyal medya henüz mevcut değildi fakat iletişim kanalları daima hayati öneme sahip olmuştur. Telefon zincirleri aracılığıyla halk arasında bu yasaklamalar hakkında bilgi alışverişi yapılmıştı. Mahallelerde oluşturulan dayanışma grupları ile yasaklı olan yazarların eserlerini gizlice okuyabilen bireyler bulunduğu bilinmektedir.
Tarihin Tekerrürü mü?
Kitap yakmanın ne demek olduğunu anlamak için bugünkü dijital dünyaya bakmakta fayda var; mesela bugün Twitter gibi platformlarda sansüre uğrayan içeriklere benzer şekilde şahit olunmakta… Bazı istatistiklere göre günümüzde hâlâ en az 35 ülkede basın özgürlüğü ciddi tehdit altında bulunuyor.
Nazi Rejimi'nin Kültürel Etkileri
Nazi rejimi altında en fazla etkilenen kültürel unsurlardan biri edebiyat oldu. Örneğin bazı araştırmalara göre yalnızca o yıl içinde cinsiyet eşitliği veya sosyal adalet konularını ele alan yüzlerce eser topluca yok edilmiştir! Sadece belirli temalara izin verilmiş olması ise toplumun geniş bir perspektiften düşünmesine engel teşkil ettiğini gösteriyor.
Edebi Mülteciler
Birçok edebi figür de bu baskılardan kaçmak zorunda kalmıştı; Ünlü yazar Franz Kafka’nın mirası dahi tartışma konusu olmuştu! O yıllarda başka ülkelere sığınan birçok sanatçıdan biri olan Thomas Mann’ın da kardeşi Heinrich Mann’ın eserlerine karşı sürdürdüğü mücadele özelleşmiş durumdaydı...
Mantığın Yangını!
Naziler sadece fiziksel eşyaları değil zihinsel ürünleri de yok etmek istiyorlardı... Hayali bir tanık ifadesine dayanan anlatımlarda öne çıkan bir iddia şu şekildedir: “Nazi rejimi halkın mantığını bile alevler içinde bırakmayı hedefliyordu.” Belki de buradan hareketle hitlerin düşmanı olan her türlü fikir devrim niteliğindeydi!
Sonuç: Geçmişten Günümüze Düşüncelerimiz Nasıl Şekilleniyor?
Bugünün dünyasında hâlâ aynı sancılarla karşı karşıyayız... Günümüzde sanatsal üretkenlik hala bazı baskılar altında sürdüğünü söylemek yanlış olmaz; Sosyal medyanın getirdiği yeni dinamikler sayesinde katılımcılık artsa da insan aklındaki sansür duvarları ne kadar aşılabilir? Geçmişe nazaran ilerlememiz hangi yönde gelişecek? İşte gerçek soru budur! Çoğunlukla duyduğumuz seslerin kaybolmaması için ne yapmalıyız?