1876 - Osmanlı Devleti'nde, basına sansür uygulaması başlatıldı.
Osmanlı Devleti'nde Basına Sansür Uygulaması: 1876
Basın, bir toplumun sesi ve vicdanıdır. Fakat tarih boyunca pek çok ülkede olduğu gibi, Osmanlı Devleti’nde de basının özgürlüğü zaman zaman kısıtlanmıştır. Peki, sansür ne demektir? Özellikle 1876 yılında uygulanan sansür mekanizmaları, Osmanlı'nın modernleşme çabaları içinde neden bu kadar önemli bir yer tutar? Bu sorulara yanıt vermek üzere tarihe bir yolculuk yapalım.
Tarihsel Arka Plan
19. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı Devleti, iç ve dış siyasi sorunlar ile baş etmek zorunda kalıyordu. Toplumda özgürlük talepleri yükselirken, hükümet otoritesi de zayıflamaktaydı. 1876 yılı ise oldukça kritik bir dönüm noktasıydı; çünkü bu yıl I. Meşrutiyet ilan edildi. Bir anlamda parlamenter sisteme geçiş yapıldı ama aynı zamanda basının üzerindeki denetim de artış gösterdi.
Bazı tarihçilere göre (1), devletin bilgi akışını kontrol altına alması gerekliliği doğmuştu; bu durum da sansürün temelini oluşturuyordu. Basının gücünü artırdığı düşünülerek hükümetin iletişim alanında daha etkin olma isteğiyle hareket ettiği iddia edilmektedir.
Sansür Yasalarının Uygulanması
1876’da yayımlanan Basın Kanunu ile birlikte çeşitli yasaklamalar ve düzenlemeler getirildi. Özellikle içerik denetimi sıkı hale getirildi; yazılı basında hükümete yönelik eleştirilerin önüne geçilmek istendi. Örneğin, gazete ve dergilerdeki haberlerin devlete zarar verebileceği düşüncesiyle bazı içerikler tamamen yasaklandı ya da büyük ölçüde değiştirildi.
Resmi kayıtlara göre (2), uygulama sürecinde 500’den fazla yayına kapatma cezası verilmiştir ki bu durum dönemin ne kadar zorlayıcı olduğunu gözler önüne seriyor!
Duygusal Bir Anlatım: O Gündeki Sokaklar
"O gün, Sultan Abdülhamid’in talimatıyla sokaklarda duyduğum fısıldamalar vardı...", diyor hayali tanık Ahmet Bey ve ekliyor: "İnsanlar endişe içindeydi, ne söyleyebiliriz? Herkes dikkatle kelimelerini seçiyordu.”
Birçok gazete muhabiri kendi kelimelerine hapsedilmişken halk arasında yayılan dedikodular ve söylentiler daha da güçleniyordu! O günde birçok kişi elinde tuttuğu gazeteyi biterken itirazcı bir tavırla okuyarak kendine güven arıyordu ama gerçekte pek az şey yazabiliyorlardı...
Sosyal Medya Öncesi Dayanışma
Tarihte sosyal medya yoktu elbette! Ancak insanların dayanışma şekilleri farklıydı; telefon zincirleri veya radyo duyuruları sayesinde haberleşme sağlanıyordu ki bunların çoğu yine sessizce yapılmak zorundaydı! Örneğin komşular arasında kurulan dayanışmalar sayesinde çeşitli konularda fikir alışverişleri gerçekleşiyordu ama her an gizlilik içinde hareket ediliyordu.
Bugün ile Bağlantılar Kurmak
Tüm bunlara bakıldığında günümüzde bilgiye ulaşmanın yollarının daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz elbette! Bugün Twitter üzerinden @........... (Gizlenmiştir) gibi hesaplardan gündemi takip ederken o dönemde insanların düşündüklerini paylaşıp tartışmaları yalnızca arka sokaklarda yapabilmesi gerektiğini hatırlamakta fayda var.
Sansürün Etkileri ve Sonuçları
Bazı araştırmalara göre , basına uygulanan sansür sonucunda toplumsal algıda ciddi dönüşümlerin yaşandığı iddia edilmektedir; zira devlet baskısına karşı çıkmak isteyen grupların güç kazanmasına olanak tanındığı görülmektedir.
Dikkat çeken şey ise tam da burasıdır; baskılar her zaman geri tepme potansiyeline sahiptir… Belki de günümüz Türkiye’sindeki sosyal medya yasağı benzeri durumlarla geçmişte yaşananlar arasındaki paralelliklerin tartışılması gerekir!