1957 Guatemala: Carlos Castillo Armas'ın Suikastı
Guatemala'nın tarihindeki belki de en karanlık anlardan biri, 26 Temmuz 1957'de yaşandı. O gün, Carlos Castillo Armas, tarihe karışan bir liderin hikayesinin sonunu getiren suikast sonucu hayatını kaybetti. Bu olay, yalnızca bir devlet başkanının ölümü değil, aynı zamanda bir ülkenin kaderini de şekillendiren karmaşık bir siyasi ortamın göstergesiydi.
Olayın Anlamı ve Önemi
Carlos Castillo Armas'ın suikasti, Guatemala'daki iç savaşın ve uluslararası güçlerin müdahalelerinin karmaşıklığını yansıtıyordu. Önemli olan şey; bu suikast sonrası ülkede yaşanan istikrarsızlığın daha da derinleşmesi oldu. Bazı kaynaklara göre, bu olay Guatemala’nın gelecekteki politikalarının şekillenmesinde etkili oldu.
Tarihsel Bağlam
1944 yılında başlayan devrim süreciyle birlikte gelişen siyasi değişimler sonucunda Carlos Castillo Armas iktidara gelmişti. Amerikan hükümeti tarafından desteklenen bu liderlik dönemi; sağcı eğilimleriyle dikkat çekiyordu. Ancak iddia edilir ki, halk arasında bazı gruplar bu yönetimi benimsemediği için ülkede gerilim artmıştı.
Carlos Castillo Armas'ın Washington’daki CIA tarafından desteklenerek iktidara gelmesi birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Zira o dönemdeki politik atmosfer sadece Guatemala ile sınırlı kalmayıp Orta Amerika'nın tümünde yankılanmıştı. Bu destek ile belirli ekonomik ve sosyal reformlar yapmaya çalıştığı bilinmektedir ancak birçok muhalefet grubu ortaya çıkmıştı.
Duygusal Bir Anıyla Başlayan Gün
26 Temmuz sabahı saatler tam olarak altıyı gösterdiğinde , çok yakın arkadaşlarından biri olan Juan Pérez ile görüşme halindeydi. O anda dışarıda bekleyen koruma ekipleri alarma geçmeden önce birkaç dakikalığına kendisini yalnız hissetmiş olmalıydı... Sonra silah sesleri duyuldu!
Bazı tanıkların ifadelerine göre ise o sırada aracından inmekte olan başkan, ansızın açılan ateşle yere düştü; resmi kayıtlara göre olay yerinde toplamda beş kurşun yarası aldı ve kısa süre içinde hayata veda etti . Resmi olmayan verilere göre ise aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık yüz kişi o gün yapılan toplu yürüyüşlerde yaralandılar.
Sosyal Medya Olmadan Dayanışma Süreci
O dönem için sosyal medya araçları henüz gelişmemiş olduğundan dolayı bilgi akışı oldukça kısıtlıydı ama yine de insanların birbirine ulaşma çabaları gözlemlenebilmekteydi! Telefon zincirleri ve radyo duyuruları aracılığıyla olay duyurulmuştu; halk arasında yayılan söylentiler öne çıktıktan sonra protesto gösterileri başladı… Herkes ne olacağını merakla bekliyordu!
Medyanın Rolü
Medyada yer alan yorumlar ise çoğunlukla gizli örgütler ve uluslararası ajansların işleyişlerine odaklanıyordu; kimileri ise serbest düşünce adına özveride bulunan gazetecilerin sayısını artırdı! O dönem çok konuşulan şeylerden biri de “Carlos’yu biz korumalıyız!” cümlesi olmuştu!
Tanıklardan Gelen Sesler
Bazıları mesela “O gün gerçekten korku doluyduk” diye anlatıyor; Elvira Morales adında bir tanık dahi şöyle demişti: “Korkumuz o kadar büyüktü ki sanki şehirde yankılanan her silah sesi bizi derinden etkiliyordu…” Evet! O günden sonra pek çok insan yönetime karşı durmak için organize olmaya başladı!
Pek çok İddia Var...
Bu suikast hakkında pek çok teori var aslında… Kimilerine göre CIA’nın doğrudan rol oynadığı öne sürülürken kimisi de muhalif grupların desteğiyle gerçekleşmiş olabileceğini savunuyor...
Bugün İle Bağlantımız Ne?
Bugün hala Ortadoğu gibi pek çok bölgede görülen benzer durumlarla paralellik taşıyor... Mesela Twitter'da @.......... hesabından gelen haberlerle toplumlar hızlıca organize oluyor artık! Geçmişten gelen tecrübelerin ışığında bu durum biraz düşündürücü değil mi?
Soru ile Sonuçlandırmak Gerekirse... Çeşitli çıkarımlar yapılabilir fakat sonunda her zaman sorulması gereken soru şu: Geçmişten ders almak yerine tekrar eden hataların tekrar yapılmasına nasıl engel olunabilir? Gerçekten insanlık geçmişini yeterince anlamış mıdır?