1988 - Winston Wiremu Reid, Danimarkalı-Yeni Zelandalı futbolcu

Winston Wiremu Reid, 1988 yılında Yeni Zelanda’nın Auckland kentinde dünyaya geldi. Henüz çocuk yaşlardayken ailesi, onu futbol oynamaya teşvik etti ve bu da onun hayatının dönüm noktası oldu. Zamanla, genç yaşta yerel kulüplerde yeteneklerini sergilemeye başladı; ancak bu yolculuk hiç de kolay değildi...

Reid’in kariyeri, 2006 yılında Danimarka'nın FC Midtjylland kulübüne transfer olmasıyla hız kazandı. Herkes onu göz ardı ederken, o sahada parlamayı başardı. Ancak Danimarka'da geçirdiği ilk yıllar zorlu geçti; dil bariyerleri ve kültürel farklılıklar, ona daha fazla mücadele ettirdi. İronik olarak, bu zorluklar ona öz güven kazandırdı.

Zaman geçtikçe, futbol sahalarında bir yıldız gibi parladı. Genç yaşta profesyonel kariyerine başlayan Reid için asıl büyük fırsat 2010 yılına denk geldi; İngiltere Premier Ligi’ne adım attı. West Ham United ile imzaladığı sözleşme ile birlikte kariyerinde yeni bir sayfa açıldı ancak pek çok kişi onun burada başarılı olabileceğinden şüphe duyuyordu.

Kim bilir? Belki de West Ham'daki ilk sezonu en iyi performansını gösterdiği dönüm noktasıydı... Çünkü takımın savunmasında yaptığı kritik müdahaleler ve hava toplarındaki hakimiyeti onu sadece kulübünde değil, uluslararası arenada da tanınan bir oyuncu haline getirdi. İlk profesyonel golünü kaydettiğinde ise sahadaki coşkusu gözlerden kaçmadı.

Reid’in yükselişi devam ederken, 2012’de Yeni Zelanda milli takımı için oynamaya başladı. Milli formayı giymek elbette her futbolcunun hayaliydi ama onun için bunun anlamı çok daha büyüktü kendi köklerine olan bağlılığını göstermek istiyordu! Ancak uluslararası arenada oynarken karşılaştığı zorluklar da vardı: Takımının beklediği başarıyı getirmek... İşte bu belki de en büyük sınavlarından biriydi.

Sahada aldığı sorumluluk ve liderlik özellikleriyle kısa sürede takım arkadaşlarının gözdesi haline gelmişti; fakat onun içsel çatışmaları asla sona ermedi belki de en büyük sorunu sürekli kendini kanıtlamak zorunda hissetmesiydi! Bu yüzden bazı maçlarda beklenmedik hatalar yapabiliyordu... Fakat hepsinin ardında yatan sebep aslında oldukça derindi: Ailesinin hayalleri ve toplumunun beklentileri...

Buna rağmen kariyeri duraksamadan devam etti; Premier Lig'deki yılları boyunca önemli zaferlere imza attı fakat sakatlıklarla boğuşmak zorunda kaldı zaman zaman formunu kaybettiği anlar oldu ama bunları aşmayı başardı! Onun azmi herkesin takdirini topladı... Hayranları arasında "Iron Man" lakabıyla anılmaya başlaması bunun ispatıdır!

Sonunda 2018’de FIFA Dünya Kupası’nda Yeni Zelanda milli takımıyla boy gösterdiğinde tarih yazıyordu! Oyun sahasında durumu değiştiren kritik hamleleriyle kendisine olan inancı tazelemişti ama yine de eleştirilerden kurtulamadı... “Neden diğer oyuncular kadar etkili değil?” diye düşünenler az değildi!

Futboldaki uzun yolculuğunun yanı sıra kişisel yaşamında da fırtınalar kopuyordu; basında yer alan haberler arasında özel hayatındaki iniş çıkışlar da vardı… Belki de asıl zorlayıcı olan şeylerin başında aile hayatındaki değişimler geliyordu - kim bilir? Kendi evliliğinde yaşadığı sorunlar bile bazen oyun performansına yansıdı…

Tüm bu karmaşanın ortasında o yine de ayağa kalkmayı başardı! Profesyonel kariyerinin zirve dönemlerinden biri olarak kabul edilen 2021 yılında yeniden West Ham'a döndüğünde taraftarların coşkusunu görmek istedi… Çünkü ne kadar güçlü olsa da kalabalıkların önünde parlamak için onlardan aldığı destek her şeyden değerliydi!

Aniden yükselen bir oyuncu olmasının ardından geçen yıllarda artık deneyimli bir lider konumuna gelmişti ancak insanları etkilemek kolay değildir! O yüzden herkesin gözü üstündeydi: Goller atmalıydı ama savunma yaparken cesur olabilmeliydi! Bir akşam saatlerinde yapılan basın toplantısında “Sadece saha içindeki başarımla değil; karakterimle de tanınmak istiyorum!” dediğinde ise tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Tarihin tozlu sayfaları arasına adını yazdıran Winston Wiremu Reid bugün bile spor dünyasında hatırlanan biri olmaktan gurur duymalıdır. Ölümünden sonra bile mirasının devam etmesi adına genç nesillere ilham vereceğine inanılıyor… Ve muhtemelen adı altında gelecekte kurulacak yeni spor akademileri ile özellikle Yeni Zelanda’da daha fazla gence ulaşma fırsatı doğacak!