2021 - Roza Eldarova, Kumuk asıllı Sovyet ve Rus gazeteci, yazar ve siyasetçi (d. 1923)

Hızla gelişen olaylar içinde kendi kimliğini bulmaya çalışıyordu. Savaş sona erdiğinde, genç Roza'nın zihninde güçlü düşünceler ve yazma arzusu vardı; bu da onu gazetecilik kariyerine yönlendirdi. Gazeteciliği seçmesi sadece kişisel hırslarıyla ilgili değildi; o dönemde medya gücü toplum üzerindeki en etkili silahlardan biri haline gelmişti.Zaman geçtikçe Roza'nın kalemi daha da keskinleşti ve yazıları okurlarını etkilemeye başladı. Kendi köklerinden gelen hikayeleri anlatarak sesini duyurmayı başardı ancak bu süreçte birçok engelle karşılaştı.

Sosyalist rejim altında ifade özgürlüğü sınırlıydı ve eleştirel sesler genellikle bastırılıyordu. Buna rağmen, Roza inatla yazmaya devam etti ve içindeki adalet arayışı hiç sönmedi.1950'lerde Rusya'daki siyasi atmosfer değişmeye başladığında Roza daha fazla görünür hale geldi. Şiirleri ve makaleleri ulusal düzeyde ilgi çekiyordu; çünkü o sadece kendi kültürünü değil, tüm insanlık durumunu sorgulayan cesur bir yazar olarak öne çıkıyordu. Belki de en büyük hatası ya da belki de en büyük cesareti sosyalist rejime karşı çıkmasıydı; zira bu tutum ona hem hayranlar kazandırdı hem de düşmanlar edindi.Eldarova’nın kariyeri yükselirken onu takip eden birçok insan vardı fakat ne yazık ki hepsi aynı destanı paylaşmıyordu! Kendi kaleminin gücüyle politikada etkili olmaya karar verdiğinde ise her şey çok farklı hale geldi...

Siyasi arenada yer almak kolay değildi; ama o bunu başardı ve toplumsal meseleleri gündeme getiren konuşmalar yaptı.Buna rağmen liderlik pozisyonlarına gelirken pek çok zorluk yaşadı: Kadın olmanın getirdiği baskılar ile mücadele etmek zorundaydı! Özellikle erkek egemen dünyada adını duyurmak pek de kolay olmadı… Ancak yaptığı çalışmalarla yalnızca kendisinin değil, kadınların da sesi oldu! Eldarova’nın iş hayatındaki önemli anlarından biri 1960’larda gerçekleşti: Geniş kitlelere ulaşan kitapları yayımlandı! Bu eserlerinde sosyal adalet konusunu işlediği için toplumda yankılanan tartışmalara yol açtı hatta belki de hâlâ devam eden bazı meselelerin temellerini attığı söylenebilir… Herkesin konuştuğu konuları cesaretle ele alması ona ciddi hayran kitlesi sağladı ama aynı zamanda sistemin nefretiyle karşılaşmasına neden oldu!İronik olarak 1970’lerde elde ettiği başarılarla birlikte Sovyet yönetimi tarafından sürekli gözlem altında tutulduğunu öğrenince şok oldu... Onun adına yapılan etkinlikler yasaklanıyor ya da sansürleniyordu! Yine de pes etmedi mücadele etmeye devam etti! Belki de bazıları onun idealizminin gerçekçilikten uzak olduğunu düşündü ama o yılmadan inandığı değerlerle yürümeye kararlıydı...Sonunda Eldarova 1980'lerin ortalarında emekli oldu fakat bırakmayacak kadar tutkulu olan ruhu asla dinlenmedi: Yazdığı eserlerle bugüne kadar etkisini sürdüren önemli figürlerden biri haline geldi... Son yıllarında kendisini tarihsel olaylara dair araştırmalara verdi ve edebi mirasını bıraktığı eserleri arasında görmek isteyenlere yol gösterdi!Tarihçiler anlatır ki; Roza Eldarova’nın hayatının sonlarına yaklaşıldığında yüzleşmek zorunda kaldığı durumlar çok ağırdı... Hayatının son dönemlerinde sağlık sorunlarıyla boğuşurken bile kalemi elinden düşmedi; çünkü onun için ifade özgürlüğü mücadelesi her zaman öncelikliydi! Bugün bile onun mirası yaşıyor… Belki günümüz gençlerinin idealizmine ilham kaynağı olabilir ya da kim bilir? Modern dünya üzerinde feminist hareketlerin öne çıktığı bu dönemde Eldarova gibi güçlü kadınların hikayeleri yeniden alevleniyor… Onun adının anılması dahi cesaret verici olabilir: Çünkü tarihin derinliklerinde bile unutulmayan örneklerden biri olarak yerini koruyor!