1943 - Cevat Abbas Gürer, Türk asker, siyasetçi ve Mustafa Kemal Paşa’nın Başyaveri (d. 1887)

Yıllar geçtikçe aldığı görevler onu yalnızca bir asker değil, aynı zamanda stratejik düşüncenin öncüsü haline getirdi. Ancak bu yükseliş, hiçbir zaman kolay olmadı; zira her zaferle birlikte yeni düşmanlar kazanıyor ve her ittifak onun için yeni riskler taşıyordu. İronik olarak, askeri başarıları ona daha çok dikkat çekti; ama bu durum beraberinde entrikaları ve kıskançlıkları da getirdi.Mustafa Kemal Paşa'nın yanında çalışmak ona büyük onur verdi ancak Gürer’in hikayesi burada bitmedi; zira Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Paşa'nın Başyaveri olmasıyla birlikte tarih sahnesinde daha önemli bir rol oynamaya başladı. Belki de en kritik anlardan biri Sakarya Meydan Muharebesi'nde yaşandı; burada yaptığı hazırlıklar savaşın gidişatını değiştirdi ve pek çok insanın hayatını kurtardı.

Fakat bu zaferlerin ardında hep bir risk vardı: Savaşın belirsiz doğası ve düşmanın her an gelebilecek saldırıları.Savaş sona erdiğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasıyla birlikte Cevat Abbas Gürer’in siyasi hayatı da başlamış oldu. Hemen ardından kurulan hükümetlerde çeşitli görevlerde bulundu; ancak geleneksel siyasi figürlerle çatışmalar yaşamaktan kaçamadı. Bu çatışmalar ona muhalefetle başa çıkma yeteneği kazandırsa da ironiyle dolu olan bu süreçte zaman zaman yalnız kalmasına yol açtı.Cevat Abbas Gürer’in yaşamında belki de en dikkat çekici nokta liderlik tarzıydı: Olaylara yaklaşımıyla kendine has bir stil geliştirmişti. Zaman zaman sert tavırları ile tanınsa da birçok kişi tarafından sevgiyle anılıyordu zira bilgelik ve cesaretini asla kaybetmedi.

Bu nedenle bazılarına göre o sadece başarılı bir asker değil, aynı zamanda kıymetli bir diplomat olmaya adaydı.Daha sonra ilerleyen yıllarda aktif siyasetten uzaklaşmaya başladı ama tam anlamıyla geri çekilmedi özellikle genç nesillere yön vermek konusunda çaba sarf ettiğini görebiliyoruz... Yıllar geçtikçe unutulmaz izler bıraktı: Anıları kuşaktan kuşağa aktarıldı ve adı Türkiye'nin askeri tarihinde önemli figürlerden biri olarak hatırlanmaya devam etti.Son dönemlerinde sağlık sorunları yaşamaya başladıktan sonra hayatının sonuna yaklaştığı hissiyatını taşıdı... Ama kim bilir? Belki de bu durum ona daha fazla iç gözlem yapma fırsatı sundu! 1961 yılında hayata gözlerini yumduğunda ardında bıraktığı miras derin oldu: Kendi neslinden sonraki kuşakların liderlik vasfına dair pek çok ders veriyordu.Bugün bile Cevat Abbas Gürer'in adının geçtiği yerlerde saygıyla anılırken hatta bazı okullara ismi verilmişken onun ulusal bağımsızlık mücadelesindeki rolü hala tartışılıyor... Kim bilir? Belki de gençlerin kahraman arayışı içinde buldukları ilham kaynaklarından biri olmaya devam ediyor.