1946 - Othenio Abel, Avusturyalı paleontolojist ve evrim biyoloğu (d. 1875)

Üniversitedeki hocaları onun potansiyelini erken fark etti; ama belki de en büyük etkileyeni paleontoloji alanındaki araştırmalarını derinlemesine inceleyen profesör oldu. O dönemlerde paleontoloji henüz emekleme aşamasındaydı ve bu alandaki eksiklikleri gidermek için Abel gibi genç ve heyecanlı zihinlere ihtiyaç vardı.Yıllar geçtikçe Abel'in adı yavaş yavaş tanınmaya başladı. Ancak şanssız bir döneme denk geldi; I.Dünya Savaşı patlak verdiğinde, birçok bilim insanı gibi o da savaşın yıkıcı etkilerine maruz kaldı. Birçok arkadaşını kaybetti ve kendisi de savaşın acımasız yüzüyle tanıştı.

Savaş sona erdiğinde ise geriye sadece çatışmalar değil, aynı zamanda evrimsel biyoloji alanında atılması gereken büyük adımlar kalmıştı.Abel’in dikkat çeken çalışmaları arasında Avusturya'nın fosil yataklarında yaptığı kazılar yer alıyordu. Yalnızca elde ettiği fosiller değil; bu fosillerden çıkardığı sonuçlar da bilimin seyrini değiştirecek kadar önemliydi. Antik deniz canlılarının evrimsel geçmişini araştırarak, iklim değişikliklerinin canlıların yaşamındaki etkilerini anlamaya yönelik teoriler geliştirdi.Ancak burada ironik bir durum söz konusuydu: Bilim camiasının çoğu onun fikirlerine karşı mesafeli duruyordu! Dönemin geleneksel bakış açısı göz önüne alındığında, Abel’in iddiaları bazıları tarafından oldukça radikal bulunuyordu fakat o asla pes etmedi; sürekli yeni veriler topladı ve görüşlerini sağlamlaştırmak için elinden geleni yaptı.1930’lara gelindiğinde Abel artık Avrupa’nın önde gelen paleontologlarından biri haline gelmişti ama belki de en büyük atılımını II.Dünya Savaşı sonrasında gerçekleştirdi! Uzun yıllar süren araştırmalarının ardından 1946 yılında yayımladığı eserleri ile uluslararası alanda tanınmaya başladı. Bu eserlerinde evrimi tarihsel bağlamda ele aldı ve özellikle Türkiye'deki eski yaşam formlarına dair bilgiler sundu ki bu durum onu başka ülkelerden de bilginlerle işbirliği yapmaya yönlendirdi.Özellikle Anadolu’daki buluntular üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde Türkiye'nin evrim tarihindeki yerinin önemini ortaya koydu; muhtemelen birçok nesil bilim insanına ilham kaynağı oldu! Ne yazık ki hayatının sonlarına yaklaşırken sağlık sorunları baş göstermeye başlamıştı ancak onun azmi yine de tükenmedi...1946 yılı geldiğinde sağlık durumu kötüleşen Abel için belki de hayatındaki en zor kararları almak zorunda kaldığı bir dönemdi: Bilim dünyasında bıraktığı mirasıyla onurlandırılmak istiyor ama vücudu buna izin vermiyordu! Yine de o yıl içerisinde önemli konferanslara katıldı ve genç bilim insanlarına tavsiyelerde bulundu… Onun bilgeliği her zaman bir kıvılcım olarak kalacaktı!Eylül ayında ise felç geçirdiği haberi geldi… Evet! O günlerde kim bilir kaç akademik tartışma veya keşif daha yapılabilirdi? Ölümünün ardından günümüze kadar geçen süre içinde çok sayıda eseri hala referans gösteriliyor olması ise onun bilime kattığı değerlerin altını çiziyor…Othenio Abel’in mirası bugün bile sürüyor: Paleontolojiye dair pek çok gelişme onun temelleri üzerine inşa ediliyor… Geçmişin izlerini arayan bugünün genç paleontologları ona saygılarını sunmakta hatta sosyal medyada paylaşılan eserleri üzerinden tartışmalar yapılmakta! Belki de hala modern dünyanın meraklı ruhlarını besliyor!Ölümünden sonra yıllar geçse bile, Avusturyalı bilim insanının adı hâlâ anılmaktadır; onu takip eden kuşaklar arasında ilham kaynağı olmaya devam ediyor...

Örneğin şu an bile üniversitelerde ders kitaplarında ismi yer almakta ya da alanında düzenlenen konferanslarda sıkça referans gösterilmektedir!Bu noktada insanların ona duyduğu özlem oldukça güçlü: Herkes biliyor ki o yalnızca fosilleri incelemekle kalmadı aynı zamanda insanlığın geçmişindeki olağanüstü çeşitliliği anlamamızı sağladı!