2020 - Miša Aleksić, Sırp müzisyen (d. 1953)

Miša Aleksić, 1953 yılında Sırbistan’ın Novi Sad kentinde hayata gözlerini açtı. Müzik sevgisi, henüz çocukken, ailesinin evindeki gramofondan yükselen melodilerle filizlendi. Ancak müzik dünyasına ilk adımlarını attığında, belki de o günlerde gelecekteki ünlü bir sanatçı olacağını hayal bile edemiyordu. Yeteneği ve kararlılığı ile kısa sürede dikkat çekmeyi başardı. Özellikle genç yaşta kurduğu gruplarla sahneye çıkması, onun gelecekteki başarılarının temellerini oluşturdu.

Buna rağmen, müzik kariyerine adım attığı dönemde Sırbistan’daki siyasi iklim oldukça karmaşıktı. Ülkenin geçirdiği dönüşüm süreçleri ve iç çatışmalar, genç bir sanatçının kariyer planlarını etkileyebilecek birçok engel barındırıyordu. Miša için bu süreçler, sadece müzik değil aynı zamanda sosyal ve kültürel meseleler hakkında da derin düşüncelere sevk eden bir dönem oldu. Belki de bu deneyimler onu daha derin ve anlamlı eserler üretmeye yönlendirdi.

1970'lerin ortalarında tanınmaya başladığında Miša Aleksić'in adı çoktan rock müziği ile özdeşleşmişti. İlk olarak "Riblja Čorba" adlı grubun bas gitaristi olarak sahne aldı; ancak bu grup içindeki enerjisi ve yeteneği onu hemen ön plana çıkardı grup üyeleri arasında sağladığı uyum ise şarkıların ruhunu ortaya çıkarıyordu. Bu dönem aynı zamanda ona hem ulusal hem de uluslararası alanda tanınma fırsatı sundu; fakat başarılarının altında yatan asıl sebep belki de onun asla vazgeçmeyen ruhuydu.

Grup çaldıkça daha fazla hayran kazandı; ancak ironik olarak 1980’lerin sonunda gruptan ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum, onu yalnızlık hissine sürükledi yeni projeler yaratmak zorunda kalmıştı ki bu süreçte kendi tarzını keşfetme fırsatı buldu! Bağımsız sanatçı kimliğiyle yeni eserler üretmeye başladı ama geçmişte kazandığı popülerliğin gölgesinde kalmaktan da kurtulamadı.

Kendi solo albümünü çıkardığında bile birçok kişi onun hala "Riblja Čorba"daki başarısını bekliyordu; fakat Miša’nın amacı sadece geçmişi yeniden yaşamak değil kendi sesini bulmaktı! Belki de en büyük hatası bunu çok geç fark etmesi oldu... Zira zamanla dinleyicilerinin beklentilerini karşılamak yerine kişisel yolculuğuna odaklanmayı seçmesi gerektiğini anladı.

Yıllar geçtikçe Miša Aleksić’in sanatı daha da olgunlaştı; yalnızca rock türünde değil çeşitli müzikal stiller üzerinde denemeler yaptı: blues’tan jazz’a kadar farklı türlerde performanslar sergiledi bunlar onun yaratıcılığını besleyen unsurlar haline geldi! Çok sayıda konser verdi ama her seferinde kendisini yeniden keşfetmek için sahneye çıktığını belirtti.

Aynı zamanda sosyal meselelere duyarsız kalmamış olmasıyla da dikkat çekti: Şarkılarında toplumsal sorunları dile getirmesi hem dinleyicileriyle olan bağını güçlendirdi hem de halk tarafından saygıyla anılmasına neden oldu! İronik olarak eleştirel bakış açısı onu bazı çevrelerde tartışmalı bir figür haline getirse de; kim bilir belki de bu yönü sayesinde genç nesil müzisyenlere ilham kaynağı olmuştur!

Ömrünün sonlarına yaklaşırken aleksandrit gibi çok yönlü bir sanatçıya dönüşmüş durumda olduğu söylenebilir: Kendisini defalarca tekrar etti ve her seferinde farklı şekillerde parladı tam anlamıyla hayallerinin peşinden koştuğu sırada... Fakat yaşamına veda ettiği 2020 yılı itibarıyla ardında bıraktığı miras hala günümüzde yankılanıyor!

Müzik kariyerinin sona ermesiyle birlikte Türkiye'de düzenlenen festivallerde sıkça anıldığı görülüyor; dinleyicileri şimdi onun parçalarını coverlayan yeni nesil sanatçılar arasında yer alıyorlar! Bugün bile adının geçtiği her yerde enerjisi hissediliyor... Gerçekten ilginçtir ki ölümünden sonra dahi rüzgar gibi esiyor!