1922 - İnsülin, ilk kez Kanada’da bir hastanede hastalar üzerinde denendi.

1922 - İnsülinin Keşfi ve Tıbbi Devrim

Yıl 1922, yer Toronto, Kanada… Hastane koridorlarından yayılan endişeli fısıldamalar arasında bir umut ışığı parlıyor. O gün, insanların hayatlarını değiştirecek bir devrimsel keşif gerçekleşiyor: İnsülin. Kimi zaman "şeker hastalığının kurtarıcısı" olarak anılan bu hormonun ilk kez denendiği an, tıbbın tarihinde unutulmaz bir dönüm noktası olmuştur. Bu keşif sayesinde diyabet hastaları için yaşam kalitesi artmış ve pek çok insanın hayatı kurtulmuştur.

İnsülin Nedir ve Önemi Nedir?

İnsülin, pankreas tarafından üretilen ve vücudun glikozu kullanmasını düzenleyen bir hormondur. Diyabet hastalarında bu hormonun ya hiç üretilmediği ya da yeterli miktarda üretilmediği için kan şekeri seviyeleri tehlikeli boyutlara ulaşır. 1921 yılında Frederick Banting ve Charles Best tarafından bulunan insülin, ertesi yıl Toronto’daki hastalarda test edildiğinde büyük bir umut kaynağı haline geldi.

Tarihsel Süreç

Diyabetin tarihine baktığımızda, eski uygarlıklar dönemine kadar uzandığını görmekteyiz. Antik Mısır'da "bal gibi tatlı idrar" tanımıyla bilinen bu rahatsızlık; Yunan filozofları tarafından "diyabetes" yani "akışkan" anlamında adlandırılmıştır. Ancak insülinin keşfine kadar geçirdiği evrimi göz önüne alırsak; insüline ulaşmak tam olarak 4000 yıllık mücadele gerektiren bir süreç olmuştur.

Resmi kayıtlara göre, 1922 yılında yapılan deneylerde toplamda 100 hasta üzerinde uygulama gerçekleştirilmiştir.

Kazananlar mı Kaybedenler mi?

1922'de gerçekleştirilen deneylerde en ilginç olan detaylardan biri ise kurban değil kahraman olunmasıydı! İlk defa insülini alan çocuklardan biri olan Leonard Thompson’ın hikayesi oldukça etkileyicidir: Leonard daha önce hemen her şeyi denemiş ancak iyileşememiştir. Gözleri yaşla dolu annesi ona sarıldığında umutsuzluğun simgesi gibi görünüyordu ama hayatına yön veren tedaviyle birlikte yüzündeki o korku ifadesi yavaş yavaş gülümsemeye dönüşmeye başladı.

"O gün babam yanımda değildi ama annemin gözlerinde beliren umut beni yeniden hayata döndürdü." - Leonard Thompson

Sosyal Medya Öncesi Dayanışma

Düşünün ki sosyal medyanın olmadığı zamanlarda insanlar nasıl iletişim kuruyordu? İşte o dönemde insanların duygu ve düşüncelerini paylaşmanın yollarından biri de telefon zincirleriydi! Bir hasta yakınlarının araması sonucu diğer ailelere ulaşıyorlardı... Bu tür dayanışma ile birlikte toplumun farkındalığı artıyordu. İnsanlar kendi aralarında destek grupları oluşturarak bilgi paylaşıyorlardı. Hatta bazı şehirlerde radyo istasyonları sağlık bilgilendirme programları yaparak halkı bilinçlendirme çabalarına katılıyordu!

 

Bugünkü Bağlantılar: Dijital Çağ

 

Günümüzdeki bağlantılar ise oldukça farklı: 2021'de sosyal medyada @................. etiketiyle başlatılan kampanya sayesinde binlerce kişi paylaşım yaparak diyabet konusunda bilinçlenmeyi sağladı! Özellikle Instagram’da paylaşılan öncesi-sonrası fotoğrafları dikkat çekici hale geldi.

 

Bundan Sonraki Yolculuk

 

Peki ya gelecekte ne olacak? Daha gelişmiş tıbbi tekniklerin uygulanmasıyla belki de insülinsiz yaşayan bireyler ortaya çıkacak! Ancak bu da ayrı bir tartışma konusu değil mi? Bilim adamları yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışırken bazen geçmişten ders almak gerekebilir...

 

Sonuç: Umut Dolu Bir Gelecek Mi?

 

Tarihin derinliklerine inersek şunu görüyoruz ki; her buluş insanlığa yeni kapılar açıyor ama birlikte getirdiği sorumluluklar var mı? Belki de sağlıklı yaşam tarzını benimsemek herkesin görevi… Günümüzde sağlık teknolojisinin hızla gelişmesi bizi bekleyen sorunların çözümleri hakkında umudumuzu artırıyor mu? Ya sizce teknoloji insanlığa yeterince yardımcı oluyor mu yoksa sadece kaçınılmaz sonuçlarla karşılaşmamızı mı sağlıyor?