1985 - Yulia Volkova, Rus müzisyen

Bir kış günü, 1985 yılında, Rusya'nın başkenti Moskova'da bir bebek dünyaya geldi. Adı Yulia Volkova’ydı ve o, belki de gelecekteki müziğin simgelerinden biri olacaktı. Ancak genç yaşında karşılaştığı zorluklar, onun azmini pekiştirecek ve yeteneklerini ortaya çıkarmasını sağlayacaktı. Gençliği boyunca şarkıcılık ve sahne sanatlarına olan ilgisi her geçen gün büyüdü; bu ilgi onu sonunda kariyerinin kapılarını açacak olan serüvene sürükledi.

Yulia’nın hayatındaki dönüm noktası ise 1999 yılında geldi. Bir arkadaş grubuyla birlikte popüler bir müzik yarışmasına katıldı ve burada "tövbeler olsun" adlı parçasıyla dikkat çekti. Ancak bu başarı sadece başlangıçtı; birkaç yıl içinde, bu genç kadının sesi, Rus pop müziğinin en tanınan seslerinden biri haline gelecekti. Kendi döneminin ikonik grubu t.A.T.u.'nun kuruluşu ile birlikte Yulia'nın hayatı değişti.

2000'li yılların başında, Yulia ve grup arkadaşı Lena Katina ile birlikte oluşturdukları t.A.T.u., dünya çapında büyük bir fenomen haline gelmişti. İlk albümleri “200 Po Vstrechnoy” piyasaya sürüldüğünde, hit parçaları "All The Things She Said" sayesinde sadece Rusya’da değil; Avrupa’da da büyük ilgi gördüler. Ancak tüm bu başarılara rağmen, grup üyeleri arasında zaman zaman anlaşmazlıklar yaşandı bunlar çoğu zaman basının hedefi oldu.

Buna rağmen Yulia’nın yıldızı parlamaya devam etti: 2003’te Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil ettikleri ülke için seslendirdikleri şarkıyla dünya genelinde adlarından söz ettirdiler! Bu performans sonucunda onlarca ödül kazandılar ancak bu başarı getirdiği şöhretle beraber bazı zorlukları da beraberinde getirdi tabiri caizse, onların yıldızını parlatan ışık aynı zamanda gölgelerini de büyüttü.

İronik olarak Yulia'nın hayatındaki en büyük mücadeleler kişisel alanında başladı: İlişkileri karmaşıklaşmıştı ve sağlığıyla ilgili sorunlar gündeme gelmeye başlamıştı... Belki de en büyük hatası kendisini tamamen işine adamak yerine özel yaşamını ihmal etmesiydi! Zamanla sağlık problemleri derinleşti; buna rağmen o yılmadan kariyerine devam etmeyi seçti.

T.A.T.u’nun son dönemlerinde grup içindeki çatlaklar derinleşmeye başladı ve sonuçta ikili ayrılma kararı aldı her ne kadar hayranlarının kalbinde ayrı bir yere sahip olsalar da yola ayrı devam etmek zorunda kaldılar. 2011’de resmi olarak ayrıldıklarında birçok kişi bunun gerçek dostluklarının sonu olduğunu düşündü... ancak belki de her şeyin yeni başlangıçları vardır?

Bundan sonraki yıllarda Yulia solo kariyerine yöneldi; yeni projeler üzerinde çalışmaya başladı. Kim bilir belki de eski arkadaşından uzakta kalmak ona yeni yaratıcılık dalgaları sunmuştu? Albümleri arasında “Vikings” gibi eserler dikkat çekmeyi başardı fakat halkın gözündeki yeri hala t.A.T.u’nun üyesi olmaktan ibaretti.

Zaman geçtikçe değişen dünyaya ayak uydurmak zorundaydı! Özellikle sosyal medyanın etkisiyle birlikte fan kitlesi ile olan iletişimini güçlendirmesi gerekiyordu; tartışmalı bir şekilde Instagram'da yaptıkları paylaşımlar onun hem hayranlarını hem de eleştirmenlerini etkiledi... Özellikle alışılmışın dışında giyimi ve yaşam tarzıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı!

Kariyeri boyunca birçok kez skandallara maruz kaldı ama bu ona geleneksel medya tarafından daha fazla ilgi görmesine yol açtı ironik değil mi? Hala günümüzde isimleri anıldığında nostaljik hislerle hatırlanan o günlerin özlemi var gibi... Bugün bile onun müziği bazı nesiller için temel bir yapı taşı olarak değerlendiriliyor!

Ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala dinleyicilerin aklında yer edinmiş durumda: Onun sesi hala kulaklarda çalıyor! Günümüzde ise TikTok'ta gençler arasındaki retro trendlerle yeniden popülerlik kazanıyor kim bilir belki de geçmişten gelen melodileri modern bir dokunuşla harmanlamak onun gerçek yeteneğiydi? Her ne olursa olsun kesin olan tek şey var ki: Müzik her çağda yankılanacak!