2019 - Rachel Held Evans, Amerikalı gazeteci, köşe ve blog yazarı (d. 1981)

Bir zamanlar, 1981 yılında Amerika'nın Alabama eyaletinde, meraklı bir ruhun dünyaya geldiği bir an vardı. Rachel Held Evans, küçük yaşlardan itibaren kelimelerin büyüsüne kapıldı; kitapların arasında kayboldu, dergilerin sayfalarında dolaştı ve kaleminin uçlarıyla hayal gücünü sınırsızca serbest bıraktı. Çocukluğunun masumiyetinde yazmak ona bir tür kaçış sundu ancak bu kaçış zamanla bir tutkuya dönüştü. Genç yaşta başlayan bu yolculuk, onun ileride tanınmış bir gazeteci ve yazar olmasının temellerini attı.

Rachel’ın hayatındaki dönüm noktalarından biri üniversite yıllarıydı. Eğitimini tamamladığı Wheaton College'da edebiyat ve teoloji üzerine yoğunlaşırken, dinin karmaşık yapısı ve bireylerin inançla olan ilişkisi hakkında düşünmeye başladı. Belki de bu dönem, onun gelecekteki yazılarında sıkça ele alacağı konuların tohumlarını ekti; inancın sorgulanması ve toplumsal normların karşısına dikilme cesareti... Ancak bu süreç sadece teorik bilgi ile sınırlı kalmadı; kendi iç dünyasında da derin sarsıntılara neden oldu.

Bunun ardından 2008 yılında blog yazmaya başladı. "RachelHeldEvans.com" isimli blogu kısa sürede dikkat çekti; birçok kişi onun cesurca yaptığı yorumları okumak için buraya akın etti. Evet, o sırada sadece birkaç okuyucusu vardı ancak çok geçmeden sesini duyanların sayısı katlanarak arttı! Rachel'ın samimi üslubu ve gündelik yaşam üzerinden yaptığı derin analizler insanları etkiledi.

Bir gün bloguna yazdığı bir makale sonrası aldığı tepkiler onu oldukça şaşırttı: Kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer alması gerektiğini savunuyordu ama bazı din adamlarından gelen sert eleştiriler ona yola devam etme kararlılığını kazandırdı. Bu deneyim belki de en büyük ilham kaynağı oldu çünkü o andan itibaren kalemiyle daha da cesur olmaya karar verdi!

Ancak gerçek patlama 2013 yılında yaşandı! "Evolving in Monkey Town" adlı kitabının yayınlanmasıyla birlikte adını duyurduğu çevrelerde daha geniş kitlelere ulaştı. Kitap, genç nesil Hristiyanlar arasında tartışmalara yol açtı; çünkü Rachel kendi inançlarını sorgularken başkalarını da aynı yolu izlemeye teşvik ediyordu. Eleştirmenler kitabını beğenirken, bazıları ise onu “iman düşmanı” olarak nitelendirdi işte burada ironik olan şey şuydu: Sadece kendi düşüncelerine sadık kalan bireyler değil, aynı zamanda toplumsal normlara meydan okuyan cesur insanların sesi haline gelmişti!

Yazdığı diğer eserlerle de dikkat çekmeyi sürdürdü; "Searching for Sunday" (2015) gibi kitaplar okuyucularını farklı perspektiflerden düşündürmeye sevk etti... Her ne kadar kendisi Hristiyan kimliğini korusa da geleneksel görüşlerin dışına çıkarak yeni fikirlerin peşinden koşmayı benimsedi. Belki de en büyük zorluğu işte burada yaşamıştı: Kendi kimliğinin tanımı ile toplumun beklentileri arasında gidip gelirken içsel huzuru bulmak!

Aynı zamanda sosyal medya platformlarında aktif rol aldı Twitter’daki paylaşımları özellikle genç takipçileri tarafından ilgiyle takip edildi! Bu platformlarda açık sözlülüğü sayesinde birçok insan onu örnek alarak kendi seslerini bulmaya çalıştı... Ancak sosyal medya ortamındaki olumsuz yorumlar ve nefret dolu mesajlarla başa çıkmak hiç kolay olmadı - buna rağmen Rachel her zaman kendisini güçlü tutmayı başardı.

Buna rağmen son yıllarda sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini bilmek yürek parçalayıcıydı... 2019'da geçirdiği ciddi hastalık sonucu hayata gözlerini yumduğunda birçok kişi için derin bir kayıp oldu! Kim bilir belki de hayattayken yaydığı ışık ölümüyle bile sürmeye devam edecekti? Çünkü insanlar hala onun eserlerinden ilham almaya devam ediyor...

Bugün bile internet üzerinde yapılan sokak röportajlarında pek çok kişi ondan bahsediyor; düşünceleri artık yalnızca kitaplarda değil sosyal medyada da yankılanıyor. Yaşamının sonlarına yaklaştığında bıraktığı miras sadece kelimelerde değil aynı zamanda insanlar üzerindeki etkisinde saklıydı: Onun çağrısıyla yalnız hissetmeyen milyonlarca insan şimdi daha özgürce ifade etmeyi öğreniyor.

Ölümünün ardından geçen süre boyunca Rachel'ın adı farklı şekillerde anılıyor ama özünde herkes onu -bir özgürlük sembolü- olarak hatırlıyor… Ve tüm bunlarla birlikte ruhundaki o ateşi sonsuza dek yanmaya devam edecek!