1987 - Panagiotis Kone, Arnavutluk doğumlu Yunan millî futbolcu

Bir kış akşamı, Arnavutluk'un küçük bir köyünde, gözlerini dünyaya açan bir çocuk vardı. Ailesi, futbolun sadece bir oyun olmadığını biliyordu; bu çocuk belki de yüreklerinde gizli olan hayalleri gerçekleştirecek olanıydı. Panagiotis Kone adını alan bu küçük çocuk, zamanla futbola olan tutkusuyla tanınmaya başladı. Ancak genç yaşta başladığı bu yolculuk, hiç de kolay olmayacaktı.

Çocukluğunun ilk yıllarını geçirdiği köyde herkes futbol oynamayı severdi ama Kone'nin yeteneği diğerlerinden farklıydı. Yaşadığı mahalledeki arkadaşlarıyla oynarken dikkat çekmeye başladı; topu ayağına aldığında sanki dans ediyordu! Bu yetenek, onu kısa sürede yerel takımlarda forma giymeye yönlendirdi. İlk büyük maçı ise henüz 12 yaşındayken gerçekleşti. Sahadaki kıvılcım gibi parlayan yeteneği dikkatleri üzerine çekti ve çevresindeki insanlar onun gelecekte büyük başarılar elde edeceğini düşünmeye başladı.

Ancak genç yaşındaki Kone için her şey çok da sorunsuz ilerlemedi; Zamanla ailesinin maddi durumu zorlaşmaya başladı ve futbol kariyerini devam ettirmek için farklı yollar aramak zorunda kaldı. Belki de en büyük zorlukları kendi içinde yaşıyordu; hayallerinin peşinden koşarken geçmişin izlerini silmek kolay olmuyordu. İronik olarak, tam da bu dönemde ona destek olan insanlar hayatından çıktı... Bu durum onu daha da hırslı hale getirdi.

Kariyerine 2005 yılında Yunanistan'ın düşük liglerinden biri olan Anagennisi Artas'ta başlamasıyla birlikte tüm kapılar yavaşça aralanmaya başladı. Oynadığı her maçta adeta sahada ateş saçarak ilerledi ve 2007'de AEK Athens takımına transfer oldu! Burada kendini göstermesi gerekiyordu ancak bunun yanında rekabet çok yüksekti; her oyuncu uluslararası arenada kendini kanıtlamak için savaş veriyordu.

Buna rağmen Kone'nin yeteneği ışığını buldu ve kısa sürede Yunanistan Süper Ligi'nde dikkat çeken bir oyuncu haline geldi. Hızlı koşusu ve top hakimiyetiyle öne çıkıyordu; zamanla "Sahadaki Rüzgar" olarak anılmaya başlandı... Üzerinde taşıdığı formanın ağırlığını hissetmeye başladığında ise işler biraz daha karıştı; herkes ondan mükemmel performans bekliyordu!

Tarihçiler anlatır ki, 2010 yılında Yunan millî takımına çağrıldığında gözlerinde bir parıltı vardı bir hayalin gerçeğe dönüşmesi için doğru zamandı! Ancak millî forma altında geçirdiği günler ne yazık ki beklentilerle doluydu... Onun için her maç yeni bir mücadeleydi ama belki de en zor kısmı sahadaki yalnızlık hissiydi.

Kone'nin kariyerinin zirve noktalarından biri kuşkusuz 2014 Dünya Kupası'ndaki performansıydı! Ancak gruptan çıkamayan Yunanistan milli takımı için yazılan senaryolar pek iç açıcı değildi… Dönemin baskısı onu oldukça etkiledi ve turnuvadan sonra sakatlıklar baş gösterdi bu duruma kim bilir, belki de mental olarak hazırlanmadığı içindi? Zira sakatlık dönemleri bile onun azmini kırmayı başaramadı!

Sakatlıklara rağmen tekrar sahalara döndüğünde büyüleyici anlar yaşamaya devam etti: İtalya'nın Udinese takımında geçirdiği yıllar boyunca Avrupa'nın en önemli liglerinden birinde mücadele etme fırsatı bulmuştu... Bu deneyim ona yalnızca saha içindeki becerilerini geliştirmekle kalmadı; aynı zamanda farklı kültürlerden insanlarla tanışarak ufkunu genişletmesini sağladı.

Ancak zaman geçtiğinde Kone'nin kariyeri hakkında yapılan tartışmalar arttıkça arttı özellikle gençlerin önünü açmak yerine tecrübeli oyunculara yönelmek birçok eleştiriye neden oldu! Futbol dünyasında karşılaşılan ikilemler arasında kaybolup gidecekti sanki… Sonuç olarak kariyerine son verdiğinde toplum üzerinde bıraktığı izlerin derinliği tartışmalı olsa da etkisini yitirmedi!

Panagiotis Kone’nin son yılları herkese ilham vermeye devam ediyor: Emekli olduktan sonra toplumsal projelerde yer almasıyla birlikte eski oyuncular arasında fark yaratma çabaları sosyal medyada yankılanıyor… Bugün bile onun gibi yetenekli sporcuların sayısının artması dile getiriliyor ancak kim bilir ne kadarının geride kalanlarına örnek olabileceğini?

Evet, bugün hala unutulmaz anılar bırakan Panagiotis Kone’nin hikayesi sona ermedi... Ölümünün üzerinden geçen yıllar içinde Arnavutluk’ta gençlere yönelik spor programları düzenlenmesiyle hatırlanmaktadır! Sosyal medya hesaplarında aktif olan birkaç alt kademe grubu tarafından düzenlenen etkinliklerde “Eski yıldızımız” vurgusu sıkça kullanılıyor...