1981 - Vildan Atasever, Türk oyuncu ve 42. Altın Portakal Film Festivali En İyi Kadın Oyuncu Ödülü sahibi

Vildan Atasever, 1981 yılının serin bir kış sabahında dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren sanata olan tutkusu, onu sahneye ve oyunculuğa yönlendirdi. Çocukken izlediği filmler, kalbinde bir ateş yakmıştı; her karakterle özdeşleşiyor, hayallerinde bin bir türlü hikaye yazıyordu. Ancak onun yolu sadece hayallerle sınırlı kalmadı. Genç yaşta katıldığı tiyatro atölyeleri sayesinde yeteneklerini keşfetti ve geliştirdi.

İlk profesyonel deneyimini, henüz 18 yaşındayken yer aldığı bir tiyatro oyununda edindi. Oyun, birçok genç yeteneği sahneye çıkaran önemli bir prodüksiyondu; ama Vildan'ın parlaması çok geçmedi. İronik olarak, o dönemlerde çoğu insan onun ismini pek bilmezken o büyük projelerde kendini göstermeye başladı.

2000'li yılların başında televizyon dünyasına adım attı ve kısa sürede birçok dizide rol aldı. "Çocuklar Duymasın" adlı popüler sitcomda oynadığı karakter ile dikkatleri üzerine çekti ve geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Ancak bu başarı, ona getirdiği şöhretin yanında bazı zorlukları da beraberinde getirdi: Gazetelerin manşetlerinde yer almak; sokaklarda tanınmak... Tüm bunlar onun hayatını karmaşık hale getirmeye başlamıştı.

Daha sonra sinema dünyasına adım atan Vildan Atasever için yeni bir kapı açıldı. Birçok film projesinde yer aldı ve her biriyle kendi tarzını yaratmaya çalıştı. İlk önemli çıkışını “Yüreğim Var” filmiyle yaptı bu filmdeki performansı onu Türkiye'nin en gözde genç yıldızlarından biri haline getirmişti ancak belki de en büyük sıçramasını “Kış Uykusu” gibi ödüllü yapımlarla gerçekleştirdi.

Kendisi için dönüm noktası olan anlardan biri ise 42. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanmasıydı! Bu ödül onun kariyerinin zirve noktalarından biri oldu ve belki de sinemanın büyülü dünyasında daha fazla söz sahibi olmasına zemin hazırladı...

Buna rağmen hayatındaki başarılar kadar zorluklarla da başa çıkmak zorundaydı: Kim bilir, belki de bu başarısının arkasındaki en büyük nedenlerden biri sürekli gelişim arzusu veya kaybetme korkusuydu! Onun için asıl savaş içsel çatışmalarla sürdü; toplumun beklentileri ile kendi istekleri arasında gidip gelmek zorundaydı.

Sonuç olarak Vildan Atasever'in kariyeri yalnızca ödüllerle değil; aynı zamanda derin duygusal mücadelelerle şekillendi bu durum onu gerçek anlamda insanlaştırıyordu! Bugün bile kendisini sorgulamaktan vazgeçmediğini biliyoruz... Sahnedeki parıltılı yaşamının ardında yatan gerçek duygularla yüzleşirken toplumsal baskılara karşı nasıl durduğunu görmek oldukça etkileyici.

Ölümünden yıllar sonra bile adı hala dillerden düşmüyor... Geçmişte yaptığı işler sayesinde bugün pek çok genç oyuncuya ilham vermekte! Gerçekten de iz bırakan isimlerden biri olmayı başardı... Şu anda Twitter'da #VildanAtasever etiketi altında hayranları tarafından yapılan paylaşımlar var günümüzde bile hâlâ iz bırakan figürlerden biri olarak anılıyor!