1995 - Nazlıcan Ölçek, Türk basketbolcu

Her şey, 1995 yılının sıcak bir yaz günü İstanbul’da başladı. Nazlıcan Ölçek, küçük bir bebek olarak hayata gözlerini açtığında, ailesinin ve çevresinin beklentileriyle dolu bir dünyaya adım attı. Henüz çocukken, basketbola olan ilgisi dikkat çekti. Parkta arkadaşlarıyla oynarken topa yaptığı vuruşlar, onu diğerlerinden ayıran bir yetenek olduğunu gösteriyordu; ancak bu becerileri daha fazlasını gerektiriyordu.

Okula başladığı yıllarda basketbol takımlarına katılmaya karar verdi. Oyun sahasında geçirdiği her dakika, ona hem fiziksel hem de zihinsel olarak güç kattı. Ancak bu süreçte yaşadığı zorluklar da az değildi; kim bilir, belki de ilk antrenmanında düşüp yaralanması onun azmini daha da artırdı. Çocuk yaşta karşılaştığı bu engeller, ona sadece dayanıklılığı değil aynı zamanda disiplini de öğretti.

İlk gençlik dönemine girdiğinde ise Nazlıcan’ın hayatı tamamen değişti. 12 yaşında katıldığı yerel bir turnuva ile dikkatleri üzerine çekmeye başladı; çünkü onun sahada sergilediği performans izleyenleri büyülüyordu. Antrenörler onun potansiyelini gördü ve destek verdiler ancak tüm bu ilgiye rağmen içindeki şüpheyle başa çıkmak zorundaydı.

Buna rağmen genç kızın kararlılığı üst seviyedeydi. Lise döneminde Türkiye’nin en iyi basketbol okullarından birine girmeyi başardı ve burada kendisini daha fazla geliştirme fırsatı buldu. Bu okulda geçirdiği zaman diliminde büyük başarılara imza attı; fakat belki de en büyük mücadeleleri kendi içindeydi baskılar ve beklentiler arasında kaybolmamak için savaşıyordu.

Nazlıcan’ın kariyerinde dönüm noktası 2011 yılında gerçekleşti; o yıl Türk milli takımı ile Avrupa Şampiyonası’na katıldı ve burada uluslararası arenada tanınmaya başladı. Genç oyuncunun özgüveni artmıştı; ama bunun yanında rekabetin ne kadar sert olduğunu da fark etti! Her maça çıkarken kalbindeki heyecanı yönetmeyi öğrenmek zorunda kaldı.

2013 yılına gelindiğinde ise hayatındaki diğer önemli olay gerçekleşti: Bir profesyonel takım tarafından transfer teklif edildi! Bu fırsat, onu gerçek anlamda kariyerinde ileriye taşıyacaktı; ancak profesyonellik aynı zamanda sorumlulukları da beraberinde getiriyordu şimdi sıradan bir oyuncu değil, binlerce hayranın idolüydü!

Takımında ki başarıları gün geçtikçe arttıkça popülerliği de yükseldi ama ironik olarak medyanın ilgisi bazen can sıkıcı hale geldi… Özellikle sosyal medya platformlarında paylaşılan yorumlar altında psikolojik baskılar hissetmeye başlamıştı belki de insanların beklentilerini karşılamak her zaman mümkün olmuyordu?

Nazlıcan’ın sahadaki performansı göze çarparken, o kendisini sadece sporcu olarak değil aynı zamanda bir rol modeli olarak görmek istediğini biliyordu! Genç kızlara ilham vermek için sosyal sorumluluk projelerine katılmaya başladı böylece kendi hikayesini paylaşarak başka gençlerin cesaretlenmesine yardımcı olabilirdi.

Bununla birlikte 2020 yılına gelindiğinde koronavirüs pandemisi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi spor camiasını da etkiledi; ligler ertelendi ve oyuncular evlerinde kapalı kaldılar... Nazlıcan için bu durum zorlayıcıydı çünkü onu bekleyen maçların heyecanını kaçırmak istemiyor ama evde kalmanın getirdiği kaygıları aşamıyordu.

Pandemi sonrası tekrar sahalara döndüğünde ise bazı değişikliklerle karşılaşmak kaçınılmaz oldu: Yeni takımlar kuruldu, yeni yetenekler ortaya çıktı ve eski alışkanlıklarını geride bırakması gerekti... Ancak bunun yanı sıra kazanılan tecrübelerle birlikte aslında çok daha güçlü geri dönecekti!

Oynamaya devam ederken birçok ödül kazandı fakat öne çıkan başarılarından biri kesinlikle Türkiye Kupası'nı kazandığı andı! O anki mutluluğunu tarif etmek zordu çünkü sadece bireysel çabalarıyla değil takım ruhuyla kazandıklarını biliyordu...

Bütün bunların ardından 2023 yılına geldiğimizde artık farklı konular üzerinde yoğunlaşmaya başlamıştı: genç sporculara mentörlük yaparak onların kariyerlerini yönlendirmek istiyordu! Kendi deneyimlerini aktarırken onlara doğru yol haritaları çizmeye çalışıyor böylece geleceğin yıldızlarına ışık tutuyordu!

Nazlıcan Ölçek’in hikayesi bugün bile birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor... Yıllar içinde gösterdiği çaba ve azmi takdir edilmeye değer nitelikteydi! Sahnedeki mücadeleleri henüz sona ermemiş olsa bile geçmişin izleriyle dolu olan yaşam yolu üzerinde ilerlemeye kararlıydı...