Gazetecilik ve Özgürlük: Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Eylemi
14 Eylül 2002, saat 16:00, Paris… Bir grup insan, Paris’teki Gare Saint-Lazare tren garında bir araya gelmişti. Burada yer alan fotoğraf eylemi, basın özgürlüğü için verilen mücadelenin sembollerinden biri haline geldi. Zemin üzerine serilen fotoğraflar, dünyada yaşanan baskıların ve sansürün görsel bir ifadesiydi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), basın özgürlüğünü savunan uluslararası bir organizasyon olarak, gazetecilerin sesini duyurmayı amaçlıyor. Kuruluş, 1985 yılında Fransız gazeteci Robert Ménard tarafından kuruldu. Günden güne büyüyen bu örgüt; dünya genelinde gazetecilere karşı yapılan saldırılarla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla birçok eylem düzenledi.
Bazı kaynaklara göre RSF'nin hedefi; "Basın özgürlüğünü sağlamak ve korumak" iken; başta iletişim teknolojileri olmak üzere bilgi akışını engelleyen tüm uygulamalara karşı durmak. Bugüne kadar birçok ülkede gazete kapatmalarına ve sansüre karşı seslerini yükselttiler. Bu bağlamda Paris'teki eylem de oldukça dikkat çekici oldu.
Paris’teki Eylemin Anlamı
Eylemde sergilenen fotoğraflar, dünyada toplamda yaklaşık olarak **1000**'den fazla gazetecinin sansüre uğramış olduğunu gözler önüne serdi. Her bir fotoğraf, kendi hikayesini anlatıyordu; bazıları zorla hapsedilen gazetecileri gösterirken bazıları öldürülen meslektaşlarını hatırlatıyordu. Hatta o gün orada bulunan bir tanık şöyle demişti: "Gözlerimle gördüğüm bu sahne içimi acıttı..." Bu cümle o günkü ruhu tam olarak yansıtmaktaydı.
Sosyal Medya Öncesi Dayanışma
Evet! O dönemlerde sosyal medya henüz yaygın değildi ama insanların dayanışması çok güçlüydü. Radyo duyuruları ve telefon zincirleri ile insanlar birbirlerine ulaşmaya çalıştı. “Bir haber alırsam hemen ararım,” diyerek kurulan telefon bağlantıları hayat kurtardı desek abartmış olmayız!
Böylesine güçlü bir birliktelik ortamında gerçekleştirilen bu tür etkinlikler sayesinde toplumsal bilincin oluşmasına katkıda bulunulmuştu.
Tarihi Bir Bağlantı
Sonuçta basın özgürlüğünün tarihsel süreç içindeki evrimi dikkat çekici noktalara sahip! Örneğin; RSF’nin Paris’te gerçekleştirdiği eylem ile birlikte daha sonraki yıllarda birçok ülkede protestolar yapıldı... Bazıları başarılı olurken bazıları amacına ulaşamadı!
Günümüzde ise Twitter gibi sosyal medya platformları aynı işlevselliği sunuyor . Artık anlık bilgi akışı sayesinde milyonlarca insan anında haberdar olabiliyor! Ancak şunu da unutmamak gerek; geçmişte yaşanan zorluklar hala güncelliğini koruyor...
Düşündüren Sonuçlar
Peki sizce basın özgürlüğü her zaman sağlanabilecek mi? Yoksa geçmişin izlerini taşıyan bugünkü olaylarla daha büyük mücadeleler mi verilecek? İşte belirsizlik burada başlıyor… Günümüz iletişim dünyası içerisinde farklı boyutlarda karşımıza çıkan zorluklarla dolu ama asıl mesele kalplerimizde nasıl hissettiğimizdir.