<\/noscript>
dayhist.com logoDayhist

1947 - Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg ve Norveç; bir araya gelerek Avrupa Konseyi'ni kurdu. Türkiye, Avrupa Konseyi'ne Ağustos 1949'da katıldı.

Avrupa Konseyi'nin Kuruluşu ve Önemi

1947 yılında Avrupa’nın kalbi, Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg ve Norveç gibi ülkelerin bir araya gelmesiyle atmaya başladı. Peki bu ülkelerin birleşimi ne anlama geliyordu? İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileriyle sarsılan Avrupa’nın yeniden inşası ve barışın sağlanması hedefleniyordu. Bu bağlamda 5 Mayıs 1949'da Londra'da gerçekleştirilen konferans sonucunda Avrupa Konseyi kuruldu. Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan uluslararası işbirliği gereksinimi dikkate alındığında bu adım büyük bir tarihsel öneme sahipti.

Tarihsel Arka Plan

İkinci Dünya Savaşı'nın getirdiği derin travmaların ardından Avrupa halkları barış içerisinde yaşamak istiyordu.

Özellikle savaştan sonra oluşan toplumsal gerilimler ve ekonomik zorluklar karşısında farklı ülkelerin işbirliği yapması kaçınılmaz hale geldi. Birçok kaynakta vurgulandığı üzere bu dönemde insanların savaş sonrası yaşadığı kaygılar ve belirsizlikler oldukça yoğundu. Resmi belgeler ışığında bakıldığında bu tür kaygıların üstesinden gelmek için kurulan uluslararası organizasyonların sayısı da artmıştır.Örneğin; Türkiye'nin Avrupa Konseyi’ne katılması Ağustos 1949’da gerçekleşmiştir ki bu tarih Türkiye’nin Batı dünyasıyla daha güçlü bağlar kurma isteğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Bir Gün: 25 Mayıs 1950 - Amsterdam

Düşünün ki o gün Amsterdam sokaklarında bir kalabalık var... İnsanlar özgürlüklerini kutluyor ama aynı zamanda korku içinde geçmişe dair travmaları anıyorlardı.

Bireylerin yanı sıra toplumsal hafızanın nasıl şekillendiğini anlamak açısından önemli bir gün! O yıl içerisinde yapılan bazı etkinliklerde görülen katılım oranları %60’lara kadar çıkmıştı.O gün orada bulunan Elena isimli bir tanık hatırlıyor: “Babam her zaman ‘Artık savaş istemiyoruz!’ diyerek bana sık sık öğütler verirdi. O gün insanlığın geleceği için umut doluydum.” Elbette ki Elenanın hikayesi sadece bireysel değil; dönemin ruhunu yansıtmak açısından oldukça önemli!

Avrupa Konseyi’nin Yapısı ve Faaliyetleri

Kurulduğu günden itibaren Avrupa Konseyi; insan haklarının korunması, demokrasi ilkelerinin geliştirilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması konularında çalışmalar yapmayı amaçlamıştır. Öyle ki kuruluşundan itibaren üye ülkeler arasında yapılan düzenlemeler ile insan hakları ile ilgili standartların belirlenmesine öncülük etmiştir. Resmi raporlara göre kuruluşun amacı hem siyasi hem de sosyal alanlarda işbirliğini artırarak Avrupa'da kalıcı barışı sağlamaktı.Hatta zamanla eğitimden kültüre kadar genişleyen birçok alanda faaliyet göstermeye başlamıştır! Örneğin; sanat alanındaki projeleri ve eğitim programları ile gençlere fırsatlar sunmak adına çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır.Ancak dikkat çekici olan şudur ki; başlangıçta bu ülkelerin kendileri çok çeşitli iç sorunlarla baş etmeye çalışıyordu ancak birleşme kararı almak hiç de kolay olmadı .

Bugün hâlâ geçerliliğini koruyan Strasbourg’daki Genel Sekreterlik merkezi kurulmuş oldu!

Sosyal Dayanışma: Geçmişten Günümüze

Sosyal medya henüz hayatımıza girmediği dönemlerde insanlar iletişimlerini genellikle telefon zincirleri üzerinden yürütüyordu . İnsanlar birbirlerine haber verirken sıklıkla radyo duyurularını takip ediyorlardı veya komşularıyla dayanışma içine giriyorlar . Dönemin en büyük dayanışma sembollerinden biri de o dönem yazılan mektuplar oldu! Bunun yanı sıra yerel toplulukların organize olduğu mahalle etkinlikleri gerçekleştirilerek destek mekanizmaları güçlendirilmişti . Özellikle kadın derneklerinin faaliyetleri çok ses getirmiştir!Günümüzde ise Twitter'da @............. hesabından yapılan açıklamalar artık herkese ulaşıyor ama sanırım o zamanlarda iletişim çok daha kişisel olmuştu!

Bugün ile Bağlantılarımız

Gelelim bugüne… Artık her an her yerde bilgiye ulaşabiliyoruz ama yine de bazı değerleri unutmayarak ilerlememiz gerektiği düşüncesindeyim.

Nitekim sosyal medyanın etkisi birçok alanda gözlemlenirken güvenilir bilgilerin elde edilmesinin zorlaştığını söylemek yanlış olmaz! Zira bugünün hızında insanların tepkileri çoğu zaman yüzeysel olabiliyor… Şunu unutmamak lazım ki geçmişteki dayanışmalar en kıymetli bellek parçalarımızdır!Düşünsenize! Sosyal medya platformlarında yapılan tartışmalar bazen yalnızca birkaç saat sürüyor ancak tüm bunların yanında geçmişte insanların acılarıyla beraber yarattıkları dayanışmalar uzun yıllar boyunca devam etti! Acaba gelecekte genç kuşaklarımız hangi değerlerle büyüyecek? Kendimize sormamız gereken asıl soru belki de budur...Sonuç olarak Avrupa'nın tarihinde önemli yere sahip olan Avrupa Konseyi'nin kurulması yalnızca siyasi değil aynı zamanda kültürel dönüşüm sürecine kapı aralamıştır... Ama gelecek için umutlarımız ne kadar güçlü olacak?

Soru - Cevap

1947 yılında Avrupa Konseyi'ni kuran ülkeler hangileridir?
Türkiye, Avrupa Konseyi'ne ne zaman katıldı?
Avrupa Konseyi'nin kuruluş amacı nedir?
Avrupa Konseyi'nin kurucu ülkeleri arasında hangi ülke yoktur?
Avrupa Konseyi'ne katılan ilk ülkelerden biri olan Türkiye'nin Avrupa'nın siyasi yapısındaki rolü nedir?
author icon

Efe Tan

Tarih araştırmalarıyla geçmişe ışık tutan bir yazar.


Bu içerik dayhist.com topluluğu tarafından düzenlenmiştir

Aynı günün diğer bazı olayları