1932: Al Capone ve Vergi Kaçırma Suçlaması

Bazen, tarih bir dönüm noktasıyla şekillenir. Peki, Al Capone’un vergi kaçırma suçundan hapse girmesi ne anlama geliyordu? 1932’de Atlanta'da mahkeme salonları çalkalanıyordu. O dönemdeki Amerikalılar, sıradan bir gangsterden daha fazlası olan Capone'un karanlık dünyasının hikayelerini duyuyorlardı.

Vergi Kaçırma Suçu

1931'de, federal hükümet, Capone’un yasa dışı faaliyetlerinin ötesinde bir suçla, yani vergi kaçırma ile ilgilenmeye başladı. Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Capone’un gelirini takip ederek, büyük bir vergi borcu olduğuna dair kanıtlar topladı. Bu süreçte, Capone'un kamuoyundaki imajı da ciddi bir çöküş yaşadı. Halk, gangsterin yasaların üstüne çıkacağını düşünmemeye başladı.

Al Capone'un vergi kaçırma davası, 1932'de başladı ve bu dava sonucunda Capone, 10 Antinomy suçlamasıyla giydirildi ve 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, gangsterlerin hapse girmesi için bir dönüm noktası oldu. Capone’un vergi kaçırma suçundan aldığı ceza, yargının organize suçlara karşı mücadelesinde büyük bir başarı olarak değerlendirildi.

Al Capone Kimdir?

Alphonse Gabriel "Al" Capone, 17 Ocak 1899'da Brooklyn, New York'ta doğmuştu. İtalyan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen bu adam, zamanla Amerika'nın en ünlü suç patronlarından biri haline geldi. "Şikago'nun Kralı" olarak anılan bu figür, özellikle yasadışı içki ticareti ve organize suç faaliyetleri ile tanındı.

Capone’un hayatının dönüm noktalarından biri olan 1920'ler Prohibisyon dönemiyle beraber suça daha da yönelmesi oldu. İçki yasağı döneminde şiddet olayları arttı; işte tam bu dönemde Capone büyük kazançlar elde etti . Ancak her yükselişin bir düşüşü olduğu gibi onun için de zamanla bu durum geçerli olacaktı.

Tarihi Bağlam: Vergi Kaçırma Davası

Capsiz gidişatın sonunda gelen süreçlerden biri de vergilendirme meselesiydi. Çoğu zaman yasadışı işler nedeniyle yakalanan suçlular, haklarında yeterli delil olmadığında serbest kalabiliyorlardı. Ama vergi ödememek söz konusu olduğunda işler değişiyordu! Yasal yollarla ona ulaşmanın pek de zor olmadığına inanılıyordu ve federal hükümet “Birlikte hareket etme” kararını aldı.

İddia edilir ki; 1931 yılında FBI’ın başındaki isim J. Edgar Hoover’ın talimatıyla vergi incelemeleri başlatıldı ve aslında Al Capone için “suçüstü” durumundan ziyade hukuksal boşluklara dayanan yeni bir strateji geliştirilmişti . Bu gelişmeler ışığında 1931 yılında tutuklandı ve on yedi maddeden yargılanarak vergi kaçakçılığından ceza almaya başladı.

Duygusal Bir An: Atlanta Cezaevi

29 Ekim 1931’de yargılama tamamlandıktan sonra Al Capone’a toplamda on yıl hapis cezası verilmesine karar verildi ancak o an herkes hayret içindeydi! Düşük seviyelerde kalan mafya faaliyetiyle göz önünde bulunsa da artık sistem onu yakalamıştı! O günlerde Atlanta’da saat akşam altıyı gösteriyordu… Mahkumlar arasındaki hayali tanıklarımızdan biri şöyle anlatıyor:

“O gün hepsi çok korkuyorlardı ama kimse buna aldırış etmiyormuş gibi yapıyordu. Gerçekten güçlü olduğuna inanılan biri asla düşmez diyorlardı fakat işte burada...”

Sosyal Medya Öncesi Dayanışma Detayları

Aynı zamanda düşünmek gerekirse o yıllarda sosyal medya yoktu ama halk arasında iletişim dayanışması oldukça önemliydi. İnsanlar telefon zincirleri kurarak haberleşiyor; yerel radyo istasyonlarından duyurular yapılıyor; mahallelerde düzenli toplantılar düzenlenerek çeşitli bilgilendirmeler sağlanıyordu . Örneğin Twitter’da @............ isimli hesaptan birkaç tweet atıldığına dair söylentiler mevcut!

Sorunlu İstatistikler

Resmi olmayan verilere göre... yaklaşık olarak milyon dolarlık kaynağı olduğu söylenen gelirinden yalnızca %20’sini vergilendirmemişti! Bu ilginç durumu takiben sonuçta düşüşü kimsenin beklemediği gibi oldu… Günlük yaşamında bile gözle görülür değişimler yaşandı ve isyanların ardında mavi yakalı insanların talebi büyük bir ivme kazandı!

Etkileri ve Sonuçlar

Bazıları ona sempatiyle yaklaşırken bazıları ise peşini bırakmadı ki durumu gerçekten etkileyici olan başka olaylarla dolup taşıyordu! Suça karşı toplumun tepkisi giderek büyüyünce emniyet güçleri önlemler almak zorunda kaldılar; gerçek anlamda caddelerde güvensizlik yaratacak boyutlara varıldı...

Tüm bunların yanı sıra toplum için gerçek mesaj başka bir şekilde alınabilirdi belki de… Fakat bugün baktığımızda mesele yine geçmişe dayanıyor olabilir mi? Geçmişte yapılan hataların tekrarlanmadığını nasıl söyleyebiliriz?

Elli yıl sonra: Bugün ne oluyor?

Bugünün dünyasında ise hâlâ birçok organizasyon para akışı üzerinde kendi kurallarını belirleyerek dolandırıcılık yapabiliyor.. Hatta dijital ortamlardaki çaresizliklerinde sıklıkla yasalar dahilinde kimin kime saldıracağı ya da kaç kişinin tutuklanacağını konuşuyoruz!... Bugün finansal cezalar yerine dijital takip mekanizmaları popülerlik kazanmış durumda!! Örnek vermek gerekirse sosyal medya üzerinden yapılan tahliller kadar etkin şekilde veri toplama zorluğu yoktur!