Mustafa Kemal Atatürk'ün Üçüncü Cumhurbaşkanlığı Seçimi (1931)

“Bir milletin kaderini belirleyen anlar vardır; 1931 yılı işte bu anlardan biriydi.” Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri olarak üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilmesi, sadece onun siyasi kariyeri için değil, aynı zamanda Türk milletinin tarihinde de önemli bir dönüm noktasıydı.

Seçimin Arka Planı

Cumhuriyetin ilanından sonra ülke, köklü değişim ve dönüşümlerin eşiğindeydi. 1923 yılında başlayan modernleşme hareketleri ile birlikte Türkiye, siyasi, sosyal ve ekonomik alanda ciddi bir dönüşüm sürecine girmişti. Atatürk’ün liderliğinde gerçekleştirilen reformlar sayesinde halkın eğitim düzeyi arttı, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı ve laiklik ilkesi benimsendi. Ancak bu yenilikçi adımlar bazı kesimlerde direnişe yol açtı.

Bazı kaynaklara göre; 1925’teki Şeyh Sait İsyanı ve sonrasında yaşanan isyanlar Türkiye'nin iç karışıklıklarına zemin hazırladı. Ekonomik sıkıntılar da toplumda huzursuzluk yarattı. Bütün bunlar ışığında halkın gözünde Atatürk'ün yeniden Cumhurbaşkanı olması, istikrarın teminatı olarak algılanıyordu.

Seçim Süreci

17 Ekim 1931'de yapılan seçimde TBMM’nin oylarıyla Mustafa Kemal Atatürk üçüncü kez Cumhurbaşkanı olarak belirlendi. Resmi verilere göre o dönemdeki toplam milletvekili sayısı 302 iken Atatürk’e verilen oy sayısı ise tam 285'ti! Bu da onun toplum nezdindeki karşılığını ortaya koyuyordu.

Saat 15:45’te sonuçların açıklandığı gün... Birçok insan yerel kahvehanelerde buluşmuştu; “Atatürk yine kazandı!” diye haykıran sesler yükseldi odalarda... Bir yandan gözyaşları içinde sevinç yaşayan insanlar vardı; diğer yandan ise sandık başında görevli olan gençlerin heyecanla sonuçları takip ettiği sahne hafızalara kazındı.

Duygusal Anlar ve Tanıklıklar

"O gün babam..." diyerek söze başlayan Elif Hanım hatırlıyor: "İlk kez bana oy vermenin anlamını anlatmaya çalışmıştı. Gözlerinde bir umut vardı. O zamanki atmosfer her ne kadar gergin olsa da herkes biliyordu ki bu seçim demokrasinin temeli olacaktı." Elif Hanım’ın babası gibi birçok insan için Atatürk sadece bir lider değil aynı zamanda umudun sembolüydü.

Sosyal Dayanışma Unsurları

Tarihin pek çok döneminde olduğu gibi bu seçim döneminde de sosyal medya henüz mevcut değildi . Telefon zincirleri ile komşular haberleşiyor; radyo duyuruları aracılığıyla gelişmeler halka aktarılıyordu. Mahalle dayanışması oldukça güçlüydü! İnsanlar yalnızca kendi evlerinde değil sokaklarda da coşkuyla kutlama yapıyorlardı.

Bugünkü Bağlantılar

Tarihe baktığımızda bugün hâlâ demokrasinin önemi tartışılıyor. Bugünkü seçim süreçlerinde sosyal medya platformları (Twitter'da @.......................... gibi) haber akışı sağlarken; insanlar tüm dünyaya ulaşabiliyor ancak hala "kimler oy veriyor?" sorusu gündemde kalmayı sürdürüyor! Günümüzde etkin olan her yeni iletişim aracı aslında geçmişte yaşanan deneyimlerin ürünü...

Sonuç Olarak

Tarihsel süreçler genellikle yalnızca siyasetle sınırlıdır denilebilir mi? Kim bilir belki de tarihimizin şimdiki anındaki derin etkileri bile geleceği şekillendirecek? Herkes için anlamlı olan değerlerle dolu bugünün hatırlanması gereken hikayeleri var! Geleceğin toplumunu inşa ederken geçmişten ders almanın kıymetini nasıl unuturuz?