
Doğum Yılı: 1806
Ölüm Yılı: 1856
Milliyet: Alman
Meslek: Düşünür
Öne Çıkan Eser: Bir Birey Olarak Ben
Felsefi Akım: Egzistansiyalizm
Düşünce Tarzı: Bireycilik
1856 - Max Stirner, Alman düşünür (d. 1806)
Ancak bu dönemde içindeki isyan ateşi büyüdükçe büyüdü ve sonunda onu kendi özgün görüşlerini geliştirmeye yönlendirdi.Felsefi yolculuğu boyunca Stirner, bireysel özgürlük ve egoizm konularında cesur adımlar attı. "Ben" kavramının evrensel bir değer taşıdığını savunarak öne çıktı; buna rağmen bu yaklaşımı döneminin diğer düşünürleri tarafından çoğu kez yanlış anlaşıldı veya dışlandı. Onun için özgürlük, toplumun normlarından bağımsızlaşmayı gerektiriyordu dolayısıyla birçokları için kabul edilemezdi. Yazarlık hayatına girdiğinde ise tüm bu karmaşa içinde en önemli eserini kaleme aldı: "Ego ve Kendi".
Bu kitap yayımlandığında fırtınalar kopardı! Düşünce dünyasında devrim yaratmaya aday bir eser olmasına rağmen halk arasında yeterince ilgi görmedi ironik bir şekilde birçok okur onu sadece bir tuhaflık olarak değerlendirdi.Stirner'ın düşüncelerinin temeli birey odaklılıktır; kim bilir belki de en büyük hatası, insanların kolektif değerlere tutkunluğunu göz ardı etmesiydi! “Toplum”, “ahlak” gibi kavramların aslında sadece bireylerin birbirlerine dayattığı kısıtlamalar olduğuna inanıyordu. Bununla birlikte kendisini yalnız hissetmekten kaçamadı; çünkü aradığı anlayışı bulmak zorundaydı.Özellikle genç kuşaklar arasında yankılanan fikirleri zamanla daha fazla ilgi görmeye başladı ancak bu durum geç kalmış bir yankılanma gibiydi... Zira Stirner’ın hayatta kaldığı süre boyunca toplumsal değişim rüzgarları onun tezlerini pek kabul etmediği gibi kendisi de beklediği etkiyi göremedi. Yani hayatta iken çok az kişiye ulaşabildi!1860 yılında çalışmalarını sürdürdü ama hepsi aynı soruları tekrar etmekten öteye geçemedi...
O dönemde sosyalizmin yükselişi ve Hegelci felsefenin etkisi altında kalan diğer filozofların karşısında durmak zordu; buna rağmen pek çok kişi ona hayranlık duyuyordu fakat cesaret edemiyorlardı! Birçok eleştirmen onun kişisel çıkarlarını toplumdan üstün tutmasını anlamakta zorlandı yine de bazıları ona aydınlanmanın öncüsü olarak baktılar.İronik olarak, ölümünden sonra geçen yıllar içinde Max Stirner’ın fikirleri yeniden gözden geçirilmeye başlandı ve giderek daha fazla insan onun eserlerine ilgi duymaya başladı... Kim bilir belki de insanlar o zamanlar tam olarak neyi kaybettiklerinin farkına varamamışlardı! Günümüzde bile bireyciliğin yükselişi ile bağdaştırılan isimlerden biri haline geldi.1886 yılında hayatını kaybettiğinde ise arkasında büyük tartışmalara neden olacak miras bıraktı; özellikle anarşist düşüncenin köklerine inen görüşler çok sonraları yeniden gündeme geldiğinde ona olan ilgi patladı! Bazıları onu düşman olarak görse de birçok genç zihin onu referans alarak yeni ufuklara açıldı...Bugün bile Max Stirner adı sıkça anılıyor; özellikle sosyal medyada yapılan tartışmalarda bireyselliğin önemi üzerine kurulan cümlelerde adının geçmesi şaşırtıcı değil... Tarihçiler anlatır ki geçmişte yaşanan tüm bu gelgitler, günümüzde özgürlük anlayışlarının nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları sunuyor! Her ne kadar döneminde ses getirmese de şimdi bile onun fikirleri 'özgür ruh' arayan gençler arasında popülerlik kazanmaya devam ediyor.