1541 - Francisco Pizarro, İspanyol fatih (Peru topraklarını ele geçiren) (d. 1475)

Doğduğu yerin sakinleri için o sadece sıradan bir çocuğun ötesinde değildi; ancak daha sonra yazılacak tarih kitaplarında adı altın harflerle anılacaktı. Genç yaşlarda denizciliği seçmesiyle birlikte yaşamı radikal şekilde değişti. İlk olarak Kanarya Adaları'na gitti ve ardından Yeni Dünya'ya doğru yola çıktı. Henüz ne olduğunu tam olarak anlayamadan Karayipler'e adım attığında, dünyasında her şeyin farklılaştığını fark etti; çünkü burada macera ve belirsizlik birbirini kovalıyordu...

Ancak bu yolculukları sırasında karşısına çıkan zorluklar onu yıldırmadı; aksine ona yeni fırsatlar sundu. İspanyol keşiflerinin altın çağı başlamıştı ve Pizarro da bu dönemden yararlanmak için birçok kez okyanusun sularına açıldı. Yeni toprakların hayalleri peşinden koşarken kendini hiç beklemediği olayların ortasında buldu: Kendi liderliğindeki seferler ona yalnızca maceralar değil, aynı zamanda büyük servetler de kazandırdı. İronik olarak, bu servetler sonunda onu mahvetme potansiyeli taşıyordu...

Yıllar geçtikçe kendisini andıkları hikayelerde daha fazla yer almaya başladı; ancak belki de en büyük atılımını 1532 yılında Inka İmparatorluğu'nu fethederek gerçekleştirdiğinde yaptı! Bu tarihsel olayda eline geçen şans, Pizarro'nun yanı sıra tüm dünya tarihini etkiledi... Hangi yönüyle bakarsanız bakın; ölümler ve ihanet dolu kanlı süreçlerde nasıl da cesurca savaştığını görmek mümkündü. Doğanın güzellikleri arasında kaybolmuş olan İnka kültürünü yakından tanımak üzere Peru’ya ulaştığında orada onu bekleyen pek çok zorluk vardı: Yerli halkın direnç gösterişi ve o dönemde siyasi istikrarsızlık gibi engellerle yüzleşmek zorundaydı… Ama yine de düşmanlarını yenmek için kurnazlıkla hamlelerini planladı çünkü elindeki kılıcının değil diplomasi oyunlarının gücüne inanıyordu! Tüm bunlarla birlikte, Pizarro’nun savaş alanındaki stratejileri kadar askeri becerisi de dikkat çekiciydi… Onun korkusuzca giriştiği çatışmalar yalnızca İspanyol askerleri arasında değil, aynı zamanda yerel halk arasında da yankılanıyordu! Ancak unutulmamalıdır ki; her zafer beraberinde yeni sorumluluklar getirir bunun farkında olan Pizarro, zaman içinde kurduğu ittifaklarla bölgedeki gücünü sağlamlaştırmaya çalıştı. Zamanla kendi yaptıkları onun karanlık tarafını açığa çıkardı: Kolomb öncesi medeniyetlerin kültürlerini yok ederken kaybettikleri ile orantısız biçimde kazanç sağlıyordu… Belki de en büyük hatası ise güvendiği dostlarına aşırı güven duymasıydı kim bilir? Bu durum onun hayatının sonuna yaklaşırken sıkıntılar yaşamasına sebep olabilirdi.

Yıllar geçtikçe şöhreti büyüdü ama ardında bıraktığı kanlı miras giderek karanlaşıyordu… Sonunda düşmanlarının infazıyla karşılaşma zamanı geldiğinde: Onun ölümüne giden yollar pek çok entrikayla doluydu. Ölümünün ardından geride kalan mirasları hakkında tartışmalar sürüp gitti! Francisco Pizarro'nun ölümünün üzerinden yüzyıllar geçti ama günümüzde bile onun hikayesi yaşamaya devam ediyor... Bugün birçok akademisyen onun yöntemlerini eleştirirken bazıları ise hala kahraman sayıyor! Bu durum zamanla tartışmalı hale gelen tarihsel figürlerden biri haline getirdi onu: Bugün bile birçok belgesel yapımcıları onun fethi üzerine dramatize edilmiş filmler çekiyor içten içe insanların merakını kabartıyor!