1982 - Madjid Bougherra, Fransa doğumlu Cezayirli defans oyuncusu

Lyon'un alt yapısında yetişmeye başlamasıyla birlikte kariyerinin ilk önemli adımını attı. Bu süreçte ailesinin destekleyici tavrı onun için kritik öneme sahipti zira futbolun getirdiği zorluklar bazen dayanılmaz olabiliyordu. Ancak genç Bougherra’nın azmi ve kararlılığı ona her seferinde tekrar sahalara dönme gücü verdi.Bütün bunlar olurken, Bougherra'nın Cezayir milli takımına katılma arzusu da giderek güçleniyordu. İronik olarak, Fransa'da doğmuş olmasına rağmen köklerine olan bağlılığı onu Cezayir'in ulusal renklerini temsil etmeye yönlendirdi.

2004 yılında Cezayir U-23 milli takımıyla uluslararası arenada boy gösterdi; bu deneyim ona sadece kişisel tatmin değil, aynı zamanda ulusal kimliğini de pekiştirdi.2005 yılında profesyonel kariyerine Rennes takımında devam ettiğinde ise işler daha da ciddileşti. İlk sezonunda çok fazla şans bulamasa da kendini geliştirme fırsatını hiç kaçırmadı antrenmanlardan sonra bile sahada kalmayı tercih etti! Buna rağmen bazı gözlemciler onun potansiyelini görmüştü ve bunu değerlendirmek için sabırsızlanıyordu.Ancak hayatın sunduğu fırsatlar hiç de öyle beklediği gibi gelmedi: Çeşitli sakatlıklar başına bela olmuştu ve bu durum bazen moral bozukluğuna neden oluyordu. Fakat belki de en büyük dönüşümünü 2007'de İngiltere’nin Queen's Park Rangers (QPR) kulübüne transfer olduğunda yaşadı! Bu transferle birlikte Bougherra’nın kariyeri yeni bir sayfa açtı; İngiltere Championship’te mücadele etme şansı elde etmişti.QPR'deki performansı dikkat çekici oldu özellikle defansif oyun anlayışı ve liderlik vasfıyla kendisine hayran bıraktı! Bir yandan futbol becerilerini geliştirirken diğer yandan takımı için kritik maçlarda gösterdiği üstün performansla taraftarların kalbini kazandı. Ancak ironik olan şu ki: Takımının en iyi oyuncularından biri haline gelmesine rağmen hala daha büyük sahnelere çıkma arzusu içindeydi.2010 yılında gerçekleşen FIFA Dünya Kupası’nda Cezayir milli takımı ile boy göstermesi bunun en güzel örneğiydi dünya çapında tanınan bir defans oyuncusu olmanın eşiğindeydi! Ancak grup aşamasında elenmeleri sonucunda hayalleri yarıda kaldı ve belki de bu durum onun üzerinde derin izler bıraktı...

Zira çok sevdiği ülkesine hizmet etmek istemişti ama sonuç hüsran oldu!Cezayir’den sonra Bougherra'nın yolu yine Avrupa’ya düştü; bu kez Yunanistan’ın Iraklis takımına transfer oldu ve burada kariyerinin zirve dönemlerinden birini yaşadı! Kendisini sürekli geliştirmeye odaklandı - hem fiziksel olarak hem de mental açıdan… Oynadığı futboldaki güveni arttıkça taraftarların ilgisi daha da büyüdü!Ancak burada başarısının peşinden koşarken aile hayatını ihmal etmemek adına dengeler kurmak zorundaydı - sonuçta futbol yalnızca meslek değil, aynı zamanda yaşam tarzıdır... Belki de sık sık "Ailem olmadan ben kimim?" diye düşündüğü anlar olmuştur? Sonuç olarak 2016’da profesyonel futbola veda ettiği gün geldiğinde birçok insan gözyaşlarına hakim olamadı çünkü sahalarda geçen yıllar sadece rakamlardan ibaret değildi; dostluklar kurulmuştu, hatırlanacak anılar yaratılmıştı... Artık emekliye ayrılmıştı ancak kafasında hep yeni projeler vardı! Özellikle genç nesillere mentorluk yapmak istemesi akıllardaki soru işaretlerinin başında geliyordu: "Kim bilir, belki o geleceğin yıldızlarını yetiştirmek üzere yeniden yeşil sahalara dönebilir mi?"Bugünlerde Madjid Bougherra’nın mirası hâlâ sürmekte birçok genç sporcu onun hikayesinden ilham alıyor… Özellikle sosyal medyada günümüzde sıkça karşılaşılan motivasyon videolarında sıkça adı geçiyor; zira azmiyle pek çok kişiye örnek olmuş durumda… Her ne kadar artık aktif bir sporcu olmasa da ruhu hala yeşil sahalarda yaşamaya devam ediyor!