2013 - Kenneth Waltz, Amerikalı siyasetçi (d. 1924)

Okul yıllarında edindiği bilgi birikimi ve gözlemleri, onu daha sonra "Realist Teori" olarak bilinecek olan fikirlerin kapısını aralamaya yönlendirdi. Ancak bu dönemde bile kim bilir belki de en büyük endişesi; uluslararası ilişkilerin karmaşık dinamiklerinin nasıl daha iyi anlaşılabileceğiydi.Waltz'un kariyeri ilerledikçe yükselişi durmaksızın devam etti. 1950'lerin sonlarında Harvard Üniversitesi'nde doktora çalışmalarına başladı ve burada gerçekleştirdiği tez çalışması ona büyük bir ün kazandırdı. Tezi "Uluslararası Politika: Anarşi ve Güvenlik" başlığıyla yayınlandığında; bu eser yalnızca akademik çevrelerde değil, aynı zamanda politika arenasında da geniş yankı buldu.

İronik olarak bu eserinin yayılmasıyla birlikte çok sayıda kişi onun görüşlerine karşı çıkmaya başladı ancak bu eleştiriler bile onun düşüncelerinin ne kadar güçlü olduğunu kanıtladı.1960'larda kendi geliştirdiği "Yapısal Realizm" teorisini ortaya koyduğunda ise dünya değişim rüzgârlarıyla çalkalanıyordu. Savaşların önlenebilmesi için devletlerin nasıl organize olabileceğini araştıran Waltz; sistemin yapısının bireylerden bağımsız olduğunu savundu. Belki de en dikkat çekici yanı ise kendisinin devletleri uluslararası sistemin temel aktörleri olarak görmesiydi böylece bireysel liderlerin iradelerini geri plana attı.1979'da yayımlanan “Man, the State and War” adlı eseriyle birlikte Kenneth Waltz artık sadece akademik çevrelerde değil; siyasetin zirve noktalarında da anılmaya başlandı. Bu kitapta insan doğasının savaş ile olan ilişkisinden bahsetti ama kim bilir belki de onun amacı savaşları önlemek için var olan barış yollarını göstermekti! Her ne kadar analizlerinde keskin diller kullansa da bazı kesimler tarafından katı bulunmuştu.Yıllar geçtikçe adı giderek daha fazla duyuluyordu özellikle Soğuk Savaş'ın getirdiği jeopolitik gerginliklerle ilgili yaptığı yorumlar sayesinde… 1990’ların sonlarına doğru Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte gücünü kaybeden bazı teoriler arasında yerini aldı fakat ironik olarak şimdi de yeniden gündeme gelmeye başlamıştı! O dönemdeki toplumsal dönüşümüne rağmen her şeye rağmen 'Realizmin babası' unvanıyla anılmaktan kaçınmadı…Kenneth Waltz'un kariyerindeki önemli duraklardan biri de 2000’li yılların başlarında gerçekleşti… O dönemlerde Uluslararası İlişkiler alanındaki tartışmalar giderek yoğunlaşmıştı – çünkü yeni aktörler ortaya çıkıyor ve mevcut güç dengeleri altüst oluyordu! Ancak tarihçiler anlatır ki; o dönemde bile kendisinin görüşlerini güncellemektense mevcut paradigmalar üzerine tartışmayı tercih etti!2001’de yayımladığı “Theory of International Politics” adlı eseri ile birlikte tarih sahnesinde kendine ait kalıcı izler bıraktı – zira modern siyaset biliminin yapı taşlarını oluşturan eserlerden biri haline geldi! Her ne kadar eleştirmenleri onu sert bulsalar da aslında altında yatan derin düşünsel süreçleri göz ardı etmek mümkün değildi.Yaşamının son yıllarında bile politik olaylarla yakından ilgilenmeyi sürdürdü – medya organları ona sıkça yer verdi… Fakat artık baskılara boyun eğmeye niyeti yoktu! Üzerinde yarattığı etkinin yanı sıra ideolojileri sorgulamayı sürdürdü ki belki de en büyük hatası özgürlüklerini korumayı arzulayan birçok insan üzerindeki etkisi olmuştu!2013 yılının Ekim ayında hayata veda ettiğinde geride birçok öğrencisi ve takipçisi bıraktı… Bu genç beyinler onun yazdığı eserler üzerinden dünya düzenini anlamaya çalışıyorlardı kim bilir belki de geleceğin liderleri olurken onun öğretilerini benimseyeceklerdi? Bugün hâlâ sosyal medyada paylaşılan alıntılarıyla anılıyor olması ise başka bir ironiyi beraberinde getiriyor: Düşünceleri çağlar ötesi genç zihinlere ilham vermeye devam ediyor!Ölümünün ardından geçen süre içerisinde onun teorilerine yönelik çalışmalar hala yapılmakta hatta çeşitli üniversitelerde ders müfredatlarına dahil edilmiştir! Ayrıca pek çok makalede ismi geçerken görüşlerinin hâlâ tartışmalara neden olduğu söylenebilir...

Sonuç itibarıyla Kenneth Waltz’un mirası yalnızca akademik çevrelerle sınırlı kalmamıştır bugün dahi hâlâ siyasette etkin olmak isteyenler için örnek teşkil eden bir figür olarak yaşamaya devam ediyor.