
Adı: Bedřich Smetana
Doğum Yılı: 1824
Ölüm Yılı: 1884
Ulusal Kimlik: Çek
Meslek: Besteci
1884 - Bedřich Smetana, Çek besteci (d. 1824)
1840'ların başında Viyana'ya taşındığında hayatının dönüm noktasını yaşadı. Burada sadece müzikal çevrelerde tanınmakla kalmadı; aynı zamanda çeşitli operalar üzerinde çalışmaya başladı. Ancak Smetana’nın hayalleri kısa süre içinde kabusa dönüştü; 1849’da Şubat Devrimi'nin etkileriyle siyasi karışıklıklar yaşandı ve bu olaylar onun kariyerini derinden sarstı. Bu durum, belki de onun Çek ulusal kimliğini benimsemesine neden oldu ve böylece halk müziğinden ilham alarak eserler yazmaya yöneldi.
1862 yılında Smetana, kendi vatanına döndüğünde bir yandan halk müziğini derinlemesine inceledi; diğer yandan da orkestrasyon becerilerini geliştirdi. "Vyšehrad" adlı senfonik şiirini bestelerken tarihine duyduğu özlem açığa çıktı ama bu eserin ardında yatan hikaye çok daha karmaşıktı: Eski Çek krallığının ihtişamını anlatma arzusu, o dönemin belirsizliğinde kaybolmuştu. Yıllar geçtikçe Smetana'nın adı geniş kitlelere ulaşmaya başladı; "Dalibor", "Libuše" gibi operaları ile sahnelerde yankılanıyordu. Ancak yine de, sık sık karşılaştığı engeller onu pes ettirmedi: Sağlığı giderek kötüleşiyordu...
Ve bunun yanında kişisel yaşamındaki krizler de çetrefilli bir hal almıştı. Eşiyle yaşadığı problemler ve çocuklarını kaybetmesi bunlar belki de ona ilham veren acılar oldu. İronik olarak, sağlığındaki çöküşü yaratıcı sürecinin tam ortasında gerçekleşti: 1883’te tamamen sağır hale gelmişti! Ancak buna rağmen yeni eserler ortaya koymaya devam etti adeta içindeki acıyı sanatına dönüştürüyordu! Belki de işitme yetisini kaybetmesi onu melankolik temalarda daha derinlemesine düşünmeye zorladı... Son yıllarında yazdığı en bilinen eseri "Vltava", Prag’ın simgesi haline geldi; nehir gibi akıp giden melodileri dinleyicilerin ruhuna dokundu...
Fakat bu zaferin ardından gelen yalnızlık büyük bir yük olacaktı: Düşünceleri karamsarlığa sürüklenmişti ve hiç beklenmedik anlarda geçmişe dair acıları yeniden yaşıyordu. Ölümünden kısa bir süre önce yaptığı son eser “Çek Rapsodisi” ise ulusal kimliği kutlayan bir manifestoya dönüşmüştü! Fakat zamanında pek ilgi görmedi... Kim bilir? Belki de o eser öldükten sonra bile yaşayacak olan mirasından kaynaklanıyordu! Smetana'nın ölümü 1884 yılına denk geldiğinde aslında onun için son değil ruhu hâlâ yaşamaya devam ediyordu... Çünkü birçok bestecinin yanı sıra birçok sanatçının üzerinde iz bıraktığı düşünüldüğünde bugün bile etkisi hissedilmektedir.
Bugün özellikle Prag’da yapılan konserlerde onun eserleri hâlâ seslendiriliyor ve genç nesillere aktarılıyor. Tüm bunlar gösteriyor ki Bedřich Smetana'nın sanatı geçmişten günümüze uzanan köklü bir miras bıraktı... Ve bu mirası anlamak için yalnızca notalara bakmak yeterli değil mutlaka arka plandaki duyguları hissetmek gerekiyor! Geçmişin izlerini sürmek insanın ruhunu beslerken tarihsel bağları da anlamlandırıyor...