1958 - Ron Arad, İsrail Hava Kuvvetleri pilotu

Yıldızlarla dolu bir gökyüzünde, genç bir adamın hayalleri özgürlüğe kanat çırpıyordu. 1958 yılında doğan Ron Arad, henüz çocukken savaş uçaklarının gürültüsünün arasında büyüdü. İçindeki askeri ruh, onu gelecekteki kariyerine yönlendiren en önemli faktör oldu; ancak kim bilir, belki de bu sesler onun için sadece eğlenceden ibaretti. Genç yaşta pilot olma hayalleri kurarken, aynı zamanda İsrail'in zorlu coğrafyasında var olan tehlikeleri de biliyordu.

Hızla büyüyen Ron, 1970'lerin başında hava kuvvetlerine katılmak için eğitim aldı ve yetenekleriyle dikkat çekti. Pilot olarak ilk görevine atandığında heyecanı doruk noktasına ulaşmıştı ancak bu sadece başlangıçtı. Bir gün, sıcak bir yaz sabahında rutin bir göreve çıkarak kendini farklı bir dünyada bulacağını hayal dahi edemezdi.

1986 yılında çok kritik bir görevde yer alırken, arabasına binen düşman füzelerinin etkisiyle uçağı düştü. Kaza anı belki de tarihin seyrini değiştirecek kadar talihsizdi; çünkü Ron Arad o gün düşman topraklarında tutsak düştü. Düşmanın elinde esir olarak geçen süre içinde birçok kötü muameleye maruz kaldı ve bu olaylar sonucunda herkesin bildiği gibi ölümle pençeleşti ama Ironik olarak bunun hayatının en büyük dönüm noktası olduğunu söylemek mümkün.

Esaret sürecinde dayanıklılığı ile dikkatleri üzerine çekti ve böylelikle birçok insan onun kararlılığını konuşmaya başladı. Belki de en büyük hatası, yalnızca kendi cesaretine güvenmesiydi; bu durumu üzerinde düşündüğünde kim bilir neler geçiyordu aklından... Düşmanın kafasındaki tutumunu kırmak için mücadele etti ama bunun sonucunda aldığı yaralar her zaman kapanmadı.

Ron’un hikayesi yalnızca savaşçı bir pilotun değil aynı zamanda vatanseverliğin yüceltilmiş haliydi. Ailesinin ona duyduğu özlem ve mücadele eden insanların umudu her zaman yanındaydı fakat burada asıl sorun neydi? Onun hikayesinin sonunda yazgısı belirlenmiş miydi yoksa hala kurtuluş ihtimali var mıydı?

Tutkulu destekçileri onu unutmadı; İsrail halkı arasında özel etkinlikler düzenlendi ve kaybolmuş kahramanın anısına dualar edildi. Ancak tüm bunlara rağmen yıllar geçtikçe umut azalıyor gibiydi... Birçok kişi intihar etmiş ya da başka nedenlerle yaşamını yitirmişti ama Arad'ın ismi asla unutulmadı! Neredeyse her yıl yeni nesil pilotlar onun adıyla onurlandırılıyor.

Bazıları onu Türkiye’nin gözaltında kalan insanlarıyla karşılaştırmaya çalıştı ancak hiçbir şey eşit olamazdı! Yıllar sonra bile olsa Ron’un cesareti ve dayanıklılığı o dönemde parlayan yıldızlardan biri haline geldi. Tüm bu yıllar boyunca verdiği mücadele o kadar güçlüydü ki insanlar adını tekrar tekrar anmakta kararlıydılar...

1990'ların ortalarında yapılan müzakereler sırasında sıkça gündeme gelmeye başladı ama ne yazık ki sonuç elde edilemedi! O sıralarda dünya genelinde yaşanan diğer krizler nedeniyle kendi mücadelesi ikinci planda kalmıştı; pek çok kişinin hatırladığı gibi 'kaybolmuş' kelimesi yalnızca yüzeysel kalmaktaydı...

Ayrıca belirsiz durumuyla ilgili birçok spekülasyon ortaya atıldı: Acaba hayatında geri dönüş yapılabilecek mi? Onun hikayesinin sonu gerçekten felaket midir yoksa başka planlar mı vardı? Sorular artarken yanıtlar kayboldu!

Zaman ilerledikçe izini sürmek daha zor hale geldi ve insanlarda merak uyandıran soru: 'Nerede?' İnsanoğlunun merakı daima artarken bazıları ise cesur adımlar atarak araştırmalar yürütmeye başladılar yine de hiçbir sonuç elde edemediler!

Tarihçiler anlatır ki Ron'un kaybolduğu yıl içinde yapılan siyasi anlaşmazlıklar ileride başka trajedilere sebep oldu; günümüzden on yıllar önce alınacak kararlarla hayatın seyrini değiştirebilirdi... Bugün bile bazı eski haritalarda onun ismi çeşitli şekillerde geçiyor!

Bazıları ise ölümünün üzerinden 30 yılı aşkın sürede bile ona dair umutlarını kaybetmemiş durumda; çünkü her yıl yeni efsaneler oluşturuluyor... Kimi zaman sosyal medyada paylaşılan eski fotoğrafları yeniden dolaşıma sokarak genç nesillere ilham vermeye çalışıyorlar! Hatta bazıları TikTok'ta popülerleşen dans videolarıyla kendince onu anmayı tercih ediyor!