1938 - Otto Bauer, Avusturyalı sosyal demokrat politikacı Avusturya Marksizmi'nin teorisyenlerinden biri (d. 1881)

Ancak bu sadece başlangıçtı; onu bekleyen daha büyük mücadeleler vardı.1900'lerin başında sosyal demokrasi fikirleri hızla yayılmaya başladı. Bauer, genç yaşına rağmen sosyal demokrat hareketin içine çekildi ve burada kendini buldu. Hızla yükseldiği bu platformda; emekçi sınıfın hakları için mücadele etmeye başladı kim bilir belki de gençliğinin getirdiği idealizm onu daha da motive ediyordu. Ancak zamanla fark etti ki sadece mücadele etmek yetmiyordu; düşüncelerini derinleştirmesi gerekiyordu.Bauer'ın entelektüel yolculuğu 1918’de Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle bambaşka bir boyuta taşındı.

Bu savaşın yarattığı yıkım ve sosyo-ekonomik çalkantılar, Avusturya’da Marksizm'in etkisini artırmıştı ironik olarak savaşın yarattığı kaos, ona yeni fırsatlar sunuyordu. O dönemde kurulan Avusturya Cumhuriyeti'nin temel taşlarından biri haline geldi ve burada etkili bir rol oynamaya başladı.Savaş sonrası dönemde ürettiği teorilerle "Avusturya Marksizmi"nin önde gelen isimlerinden biri oldu; yazıları ve düşünceleri ile sınıf mücadelesinin felsefi temelini sorguladı buna rağmen eleştirmenleri tarafından sıkça hedef alındı. Belki de en tartışmalı görüşlerinden biri, burjuva demokrasisinin işçi sınıfı için yeterince iyi olmadığıydı! Sosyal demokratların politikalarını sert bir şekilde eleştiren Bauer; devrimci pratiklerle teorik çerçevelerin birbirini nasıl beslediğini anlamak için yoğun çaba harcadı.1920'lerin ortasında kendisini Avrupa'nın en önemli Marksist düşünürlerinden biri olarak kabul ettiren eserler yazdı ama bu başarısı ona yalnızlık getirdi! Sosyal demokrat hareket içerisindeki bölünmeler onu derinden etkiledi: Bir yandan kendi görüşlerini savunuyor, diğer yandan partinin sağ kanadının baskısıyla yüzleşmek zorunda kalıyordu. İşte tam bu noktada onun entelektüel becerileri devreye girdi; siyasi düşmanlarına karşı kalemiyle yanıt vermeyi öğrendi!1934'te Avusturya'da meydana gelen otoriter eğilimler karşısında direniş göstermişti ancak sonuç hüsran oldu! Düşmanı olan Faşist rejim altında sürgüne gönderildiğinde bile vazgeçmedi: Avrupa'nın farklı köşelerinde yaşamaya başladı ama fikri mücadelesinden asla geri adım atmadı...

Fransa'da sürgün hayatına devam ederken bile sosyalizmin özünü koruma çabası içinde bulunduğu biliniyor!Otto Bauer'ın hayatındaki en ilginç noktalarından biri belki de çok sesli olduğu zamandır… Düşünceleri geniş kitlelere ulaştıkça popülerlik kazandı ancak zaman zaman kendi ideallerine ihanet eden liderlerle yüzleşmek zorunda kaldığı anlar da olmadı değil! Belki de döneminin en fazla polemik yaratan figürlerinden biri olması bundandır: Sadece teorilerini savunmakla kalmadı; aynı zamanda bunları pratiğe dökmek için uğraştı…1940’ların başlarına gelindiğinde ise dünya bambaşka bir yere evriliyordu: Nazizm’in yükselişi kıtanın birçok yerinde devrimci hareketleri yok etmek için kanlı yöntemlere başvuruyorken… Otto Bauer hayatının son dönemecine geldiğini hissediyor muydu? Bilinmez ama şu kesin ki fikirleri hala yankılanıyordu… Onun ölümünden sonra bile sosyal demokratların hâlâ tartıştığı konulardan biri olmaya devam etti.Bauer’ın mirası bugün bile tartışmalı! Siyasi ideolojilerin keskin hatlarla çizildiği günümüzde onun karmaşık düşünce yapısının neden hala önem taşıdığı merak ediliyor... Kim bilir? Belki de en büyük katkısı sadece teoriler üretmek değil; aynı zamanda toplumlarının dinamiklerini anlamaları yönünde onlara ışık tutmasıydı!Bugün baktığımızda ise onun adını taşıyan çeşitli sempozyumlar düzenleniyor ve fikirlerinin yeniden incelenmesine olan ilgi artıyor ironik olan şu ki bazı genç sosyalistler onun eserlerine ulaşmakta zorlanıyorlar fakat sanal ortamda yapılan paylaşımlar sayesinde bilgiler hızlıca yayılıyor... Sonuçta tarihin akışı içerisinde kaybolan pek çok figür var ama Otto Bauer gibi düşünen bireylerin mirası her daim var olmaya devam edecektir!