1844 - Ludwig Boltzmann, Avusturyalı fizikçi (ö. 1906)

Ancak o, evrenin sırlarını çözme arzusuyla doluydu. Üniversite eğitimine başladığında, matematik alanında yetkinliğini geliştirdi ve fiziğe yöneldi. Öğrencilik yıllarında karşılaştığı zorluklar, belki de hayatındaki en büyük ilham kaynağı olacaktı. Hocaları onun yeteneğini görmesine rağmen, çoğu zaman aşırı düşünceli tavırları yüzünden eleştirildi buna rağmen bu durum onu daha da hırslandırdı.

Fiziğin soyut kavramlarını anlamakta gösterdiği çaba ve azimle tanındı. İlk önemli çalışmasını 1866 yılında yayımladı; bu çalışma ona uluslararası alanda dikkat çekti ama derin bir kriz dönemi yaşamasına neden oldu. Zira dönemin bilim çevreleri atom teorisine henüz tam olarak ikna olmamıştı ve Boltzmann’ın fikirleri tartışmalara yol açtı. İronik bir şekilde, ilk başta kabul edilmeyen teorileri ilerleyen yıllarda devrim niteliğinde sonuçlar doğuracaktı.

Boltzmann’ın en önemli katkılarından biri istatistiksel mekanik alanında yaptığı çalışmalardı ki bu konuda ortaya koyduğu düşünceler günümüz fiziğinde hala temel taşlardan biridir. Belki de en büyük başarısı olan Boltzmann denklemi, maddelerin mikroskopik özellikleri ile makroskopik davranışları arasında köprü kurmayı başardı fakat bunun bedeli yalnızca bilimsel başarı değildi; kendi iç çatışmalarıyla da yüzleşmek zorunda kaldı. Kariyeri boyunca birçok farklı üniversitede görev aldı; her defasında kendini kanıtlaması gerekiyordu... Zamanla otoriter yapısı olan bazı akademisyenlerle ters düştü ve bu durum onu oldukça yalnız bıraktı.

Bu yalnızlık duygusu belki de ruhsal bunalımına zemin hazırladı... Hayatının sonlarına yaklaşırken bile yaptığı çalışmalar geçerliliğini korudu; 1906'da yaşamının sona ermesiyle birlikte ardında bıraktığı miras sadece sayılardan ibaret değildi aynı zamanda insan zihninin sınırlarını zorlayan bir düşünce yapısıydı. Ölümünden sonra bile birçok filozofun ve fizikçinin eserlerine ilham kaynağı oldu… Günümüzde ise Boltzmann’ın adı sıkça anılmakta: Fizikteki 'Boltzmann sabiti' adıyla anılan kavram hâlâ öğrencilerin kitaplarında yer almakta! Bu miras ona duyulan saygıyı pekiştirirken aynı zamanda bilimin sürekli gelişen doğasının da bir örneğidir.