2020 - Justa Barrios, "Ain't I A Woman" kampanyası için çalışan evde bakım işçisi ve işçi organizatörü (d. 1957)

Yıllar geçtikçe, bu alandaki birçok kadın gibi o da evde bakım işçiliği yapmaya başladı. Bu meslek, belki de pek çok insanın gözünde basit bir iş gibi görünse de; aslında duygusal ve fiziksel olarak oldukça yorucuydu. Justa'nın bu sektördeki yolculuğu sürerken, zamanla sosyal adalet arayışına yöneldi. İşte o dönemlerde Justa'nın aklındaki düşünceler kıvılcımlanıyordu toplumda daha fazla eşitlik sağlamak ve sesini yükseltmek istiyordu.1990'ların sonlarına doğru Amerika'da evde bakım işçilerinin hakları üzerine tartışmalar başlamıştı ve bu durum Justa'nın harekete geçmesi için bir fırsat sundu.

Kendisi gibi birçok kadının sesi olmak adına örgütlenme çalışmalarına katıldı; ancak burada kalmadı bizzat organizasyonun merkezinde yer aldı ve kollarını sıvayıp mücadele etmeye karar verdi. Gelişen olaylar sonucunda kendisini "Ain't I A Woman" kampanyasında buldu... 2000'lerin başlarında feminist hareketler içinde yer almasıyla birlikte, cinsiyet eşitliği konularına dair görüşlerini daha fazla dile getirmeye başladı. Evde bakım işçilerinin maruz kaldığı sömürüye dikkat çekmek isteyen Barrios, kamuoyunu bilgilendirmek için seminerler düzenledi ve sosyal medyayı etkin şekilde kullandı; genç nesil onun cesaretinden ilham aldı! Ancak sadece sesiyle değil, eylemleriyle de etkili olmak istiyordu.2020 yılına geldiğimizde ise Justa Barrios'un çalışmaları meyvesini vermeye başlamıştı...

"Ain't I A Woman" kampanyası çerçevesinde hayata geçen projelerle birlikte pek çok insanın dikkatini çekti elbette ki bu süreçte karşılaştığı zorluklar da az değildi: birçok kurum onun sesine kulak tıkadı ya da ciddiye almadı. Ancak bunun yanı sıra destekleyen gruplar sayesinde daha geniş kitlelere ulaştı.Bir gün yaptığı bir konuşmada şöyle dedi: "Ben yalnızca kendi hikayemi değil; tüm kadınların hikayesini anlatıyorum." O an belki de kariyerinin en önemli anlarından birine tanıklık ediyorduk… Çünkü sadece kişisel tecrübeleri değil; toplumdaki adaletsizlikleri sergileyen güçlü metaforlar kullanarak dinleyicilerin zihninde kalıcı izler bırakmayı başarmıştı.Ancak kim bilir... Belki de en büyük etkiyi yaratan şey onun kararlılığıydı? Düşüncelerinin peşinden koşarken belirsizliklerle dolu yollarda ilerlemek zorunda kalmıştı; ama her seferinde yeniden ayağa kalkmayı başardı! Sonuç olarak günümüz dünyasında hala konuşulan konular arasında yer alıyor - feminismin güçlenmesi ile birlikte evde bakım hizmetlerinin toplumsal algısının değişmesi gerektiğine dair inancı...Ölümünden yıllar sonra bile etkisi sürecek olan mücadelesi sayesinde sadece kadınların değil, tüm toplumun bakışı değişti! Bugün bile sokaklarda yankılanan sloganları hâlâ duyulmakta... Her ne kadar yaşlanmış olsa da ruhu ile mücadele eden kadınlara ilham vermeyi sürdürüyor tartışmalı bir şekilde belki de sadece onu hatırlamak yeterli olmayacak ama onun mirası asla unutulmayacak.