<\/noscript>
dayhist.com logoDayhist
2011 - Usame bin Ladin, El-Kaide'nin kurucusu ve lideri (d. 1957)

İsim: Usame bin Ladin

Doğum Yılı: 1957

Ölüm Yılı: 2011

Unvanı: El-Kaide'nin kurucusu ve lideri

2011 - Usame bin Ladin, El-Kaide'nin kurucusu ve lideri (d. 1957)

Bir çölün ortasında, çöl rüzgarlarının hışırtısıyla büyüyen bir çocuk, ilerideki tarihin karanlık yüzlerinden birinin mimarına dönüşecekti. 1957 yılında Suudi Arabistan’da dünyaya gelen Usame bin Ladin, aristokrat bir ailede doğmuştu. Ailesinin zenginliği ve etkisi sayesinde, genç yaşta birçok fırsata sahip oldu. Ancak bu ayrıcalıklar, onun hayatının akışını değiştirecek derin ideolojik dalgaların üzerinde yüzeceği anlamına gelmiyordu...

Buna rağmen, ailesinin verdiği eğitim ve İslamcı ideallere olan ilgisi onu sadece bölgesel meseleler ile sınırlı kalmaktan alıkoydu; genç yaşında Afganistan'a gidip Sovyetler'e karşı mücadele eden cihatçı gruplara katılma kararı aldı. Burada kazandığı tecrübeler ve bağlantılar, onu El-Kaide’nin kuruluşuna giden yolda adım adım ileriye taşıyacaktı. Afganistan’daki cihat döneminde tanıştığı kişilerle olan bağları güçlenirken belki de en büyük kazanımı radikal İslam fikrini yaymak için güçlü bir ağ oluşturmaktı.

1988 yılında kurulan El-Kaide'nin lideri olarak belirlenen Usame bin Ladin’in vizyonu genişti; Batı'nın etkisine karşı bir savaş başlatmak ve İslam dünyasında cihad anlayışını yaymaktı. Ancak bu idealist hedefleri gerçekleştirmek için kullandığı yöntemler oldukça tartışmalıydı. Şiddet dolu eylemleriyle dikkat çekti; kim bilir belki de bu durum onun tarih sahnesindeki rolünü daha da belirgin hale getirdi.

Özellikle 1996'da yayınladığı "İslam’ın Kutsal Savaşında Amerikalılara Cevap" adlı mektubunda Amerika’ya karşı açıkça saldırılar düzenleme çağrısı yapmasıyla birlikte uluslararası arenada tanınmaya başladı. Birçok kişi bu metni sadece radikal düşünceler olarak değerlendirse de bazıları ise onun sıradan Müslümanların gözünde sembolik hale geldiğini iddia etti sonuçta tüm dünya onu terörizmin simgesi olarak görmeye başladı.

Tüm bunlar olurken o yine de kendi içinde yalnız kalıyor gibi görünüyordu... Sadece müritleri tarafından çevrelenmiş değil; zamanla dostları da düşmanı haline gelmişti! Özellikle Suudi Arabistan hükümeti ile olan ilişkisi karmaşıklaşmıştı; çünkü ülkesi adına planladığı eylemler artık ülkesinin menfaatleriyle örtüşmüyordu.

Bütün bunların sonunda elbette ki kaçınılmaz sonun eşiğindeydi: Ülkeden sürülmesi! Ancak sürgün hayatı ona ne getirecekti? Ülkesinden uzakta bulunan Afganistan’a yerleşen bin Ladin burada büyük bir örgüt kurarak uluslararası terörizmin öncüsü haline geldi... Ve artık dünya tarihinde yer alacak olayların kıvılcımları yanmaya başlamıştı!

11 Eylül 2001 tarihinde meydana gelen saldırılar sonrası Amerika Birleşik Devletleri için kelimenin tam anlamıyla yeni bir dönem başlamıştı; Usame bin Ladin'in El-Kaide'si dört uçakla yapılan koordine edilmiş saldırılar sonucunda dünya genelinde sayısız kayba neden oldu ancak ironik olarak bu olaylar, onun ismini ve ideolojisini tüm dünyaya duyurdu...

Bunun ardından ABD'nin başlattığı 'Terörle Savaş' politikası doğrultusunda Afganistan'a yapılan askeri müdahale neticesinde uzun süre boyunca peşinde koşulduğu sıradışı avcıya dönüştü! Ancak ilginçtir ki o daima gölgelerde saklanmayı tercih etti; her seferinde yeni stratejiler geliştirdi ve hayatta kalmayı başardı...

Yıllar geçtikçe onun istihbarat açısından nasıl izlenemediği tartışmalara neden oldu... Kim bilir belki de bu durumu ona daha mistik bir imaj kazandırdı? Neredeyse modern dünyanın Cengiz Han'ına dönüşmüş gibiydi! Bazıları ise onu yalnızca ‘korkak’ diye nitelendirdi ama görünen o ki herkes ondan korkuyordu!

Ölümünün Ardındaki Gizem

 

Kendi kendine yarattığı imajının ardındaki gerçekliğin ne olduğu bilinmezken… Usame bin Ladin, nihayetinde Mayıs 2011’de Pakistan’ın Abbottabad kentindeki gizli sığınaklarında Amerikan özel kuvvetleri tarafından öldürüldüğünde tam anlamıyla somutlaşmıştı! Öldürülmesi uluslararası alanda büyük yankılar uyandırdı ancak geriye bıraktıkları çok daha fazlasını düşündürdü...

 

Bazıları için O hâlâ bir kahramandı ya da özgürlük savaşçısı… Diğerleri ise onu global terörizmin en büyük temsilcisi olarak hatırlıyordu! Ölümünden sonra bile halk arasında açılan tartışmalar her daim sürüyor… Belki de bugünün toplumu bile hâlâ onun düşünceleri üzerinden şekilleniyor.

 

Tarihçiler anlatır ki ölümünden sonra çeşitli teoriler ortaya atıldı: Gerçekten öldürüldü mü yoksa kaybolup gitmek için mi kaçtı? Belirsizlik asla sona ermeyecek gibiydi... Sonuç olarak bugün bile özellikle sosyal medya platformlarında ‘terörizm’ hakkında sıkça dile getirilen isimlerden biri olmaya devam ediyor!

 

Ayrıca çok ilginçtir ki O’nun mirası günümüzün dijital çağında yeniden canlanıyor: TikTok'ta gençlerin arasında ‘yasaklı kahraman’ figürü haline gelmiş durumda... Bu durum aslında toplumların hafızalarında bıraktıkları izlerin zamanla nasıl değişebileceğinin güçlü bir örneği…

author icon

Bu içerik dayhist.com topluluğu tarafından düzenlenmiştir

Aynı gün ölen diğer bazı kişiler