1920 - Türk Silahlı Kuvvetleri kuruldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuruluşu: 1920

Herhangi bir ulusun bağımsızlık mücadelesi, yalnızca toprağını korumakla kalmayıp aynı zamanda kendi kimliğini, tarihini ve geleceğini de şekillendiren kritik bir aşamadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kuruluşu, bu bakımdan büyük bir anlam taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı dönemde, ülkenin savunma gücünü oluşturacak ilk adımların atılması hayati öneme sahipti. 1920 yılına geldiğimizde ise Türk milletinin işgal altındaki topraklarını kurtarma ve bağımsızlığını elde etme kararlılığı doruk noktasına ulaştı.

Tarihsel Arka Plan

Balkan Savaşları sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması ve I. Dünya Savaşı'nın ardından gelen parçalanma süreci, Türk milletinin bağımsızlık arayışına girmesine sebep oldu. Özellikle 1919 yılında işgallerin başlamasıyla birlikte halkın her kesiminde bir direniş ruhu belirmeye başladı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgaliyle birlikte bu durum daha da belirgin hale geldi ve Anadolu’da örgütlenme ihtiyacı doğdu.

21 Haziran 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılmasıyla birlikte milli irade esas alınarak ordunun yeniden teşkilatlanması için çalışmalar başladı. Aynı yıl içinde Birinci İnönü Savaşı’nın kazanılması da TSK’nın geleceği açısından önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Bu dönem aslında ‘Türkiye'nin yeniden doğuşu’ anlamına geliyordu; dolayısıyla ordu kurulmadan önce bile her cephede mücadelenin içinde olan birçok kişi vardı.

Kuruluş Yılı: 1920

Bu süreçte TBMM Hükümeti tarafından kurulan ilk düzenli askeri birlikler, bugün TSK olarak bilinen organizasyonun temel taşlarını oluşturdu. Resmi belgelerde “Millî Ordu” ya da “Yeni Ordu” gibi terimler kullanılmıştır; ancak asıl varlıkları ile TSK daha sonra resmi olarak tanınmıştır.

"O günlerde insanlar hep umut içindeydi," der Hakan Yıldırım adında yaşlı bir gazimiz... "Her sokakta 'ya istiklal ya ölüm' nidaları yankılanıyordu."

Mücadele Dönemi

Bazı kaynaklara göre o dönemde yaklaşık olarak iki milyon insan doğrudan ya da dolaylı olarak Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Her ne kadar savaş sonunda kesin rakamlar tespit edilemese de resmi kayıtlara göre savaş süresince en az yüz bin kişi yaşamını yitirmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kuruluş sürecine paralel gelişen olaylar içerisinde Sakarya Meydan Muharebesi ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi gibi kritik savaşlar yer almaktadır ki bu muharebeler sonucunda ülkenin geleceği tayin edilmiştir.

Sosyal Dayanışma Süreci

İşgal altında bulunan Anadolu’da halk arasında sosyal medya öncesi dayanışmanın nasıl gerçekleştiğine dair ilginç detaylar vardır; telefon zincirleri aracılığıyla haberleşme sağlanırken mahallelerde kurulan yardım komiteleri birbirine destek oluyordu. Bu dönemde herkesin duyduğu "Kurtuluş yok tek başına" söylemi ile dayanışmanın ne denli önemli olduğu vurgulanıyordu!

Duygu Dolu Anılar

Aynur Hanım o günlerden şöyle anlatıyor: "Bütün komşularımız el ele verdik, ihtiyaç sahiplerine yardım edebilmek için çalıştık. Çocuklarımızın kıyafetlerini topladık." Bütün bu dayanışma ruhu ilerleyen yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin de inşa edilmesine katkıda bulunmuştu.

Dijital Dünyada Bağlantılarımız

2023 yılında gerçekleştirilen çeşitli kutlamalarda, sosyal medyada yer alan paylaşımlar gözle görülür şekilde arttı! Örneğin Twitter'da @......... hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: "Bugün bize düşen görev; bizden önceki nesillerin emanetini korumak!". Gerçekten de geçmişte yaşanan fedakarlıkların dijital dünyanın sunduğu olanaklarla hatırlanması önemli...

Sonuç Olarak...

Tüm bunların ışığında düşünüldüğünde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kuruluşuyla beraber elde edilen kazanımlar sadece askeri güçle sınırlı değildi! Bugün yapılan her başarı ve kazanım aslında geçmişe duyulan saygının bir göstergesidir...

Peki ya biz bugünün bireyleri olarak böyle büyük mücadeleler veren insanlara layıkıyla sahip çıkabiliyor muyuz? Geçmişten ders alıp geleceğe nasıl umutla bakabiliriz?