1687 - Isaac Newton, Philosophiae Naturalis Principia Mathematica adlı eserini yayımladı.

Isaac Newton ve Doğanın Matematiksel Prensipleri

1687 yılında, bilimin tarihindeki belki de en önemli eserlerden biri olan "Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica" yayımlandı. Bu eser, bilim dünyasında bir devrim yaratarak, fizik ve matematik alanında köklü değişikliklere zemin hazırladı. Peki, bu eserin yazılış süreci ve etkileri nelerdi? Belki de bu sorunun yanıtını verebilmek için Newton'un yaşamına kısa bir yolculuk yapmalıyız.

Isaac Newton’un Hayatı ve Eserin Yazılış Süreci

Isaac Newton, 25 Aralık 1642'de İngiltere'nin Lincolnshire kentinde doğdu. Üniversite eğitimi aldığı Trinity College'da geçirdiği yıllar, onu ileri düzeyde matematiksel düşünmeye yönlendirdi. Önemli anekdotlardan biri şudur: Bir gün evde otururken elma ağacından düşen bir elmanın hareketini izlerken yerçekimi fikri aklına geldi . Aslında, bu olay onun evrensel çekim yasasını geliştirmesine yol açtı.

"Principia" adıyla anılan bu eserinin yazım süreci ise oldukça çetrefilli oldu. Bazı kaynaklara göre; Newton başlangıçta çalışmalarını sadece kişisel notlar olarak tutmayı düşünüyordu ama zamanla fikirlerinin yayılması gerektiğini fark etti. Dikkat çeken şey ise; aslında bu eserin birkaç yıl öncesinden yani 1670'lerde ilk taslaklarının hazırlandığı iddia edilmektedir.

Eserin İçeriği ve Önemi

"Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica", bilimsel yöntemin temel taşlarını ortaya koyan önemli bir yapıttır. Bu eserde yerçekimi kanunu başta olmak üzere hareket yasaları sistematik bir şekilde açıklanmıştır. Resmi kayıtlara göre; eser içerisinde toplamda üç ana bölüm bulunmaktadır: Hareketle ilgili kurallar, Yerçekimi Yasası'nın detayları ve Dünya ile diğer cisimler arasındaki ilişkiler üzerine yorumlar.

Hareket Yasaları

Newton'un hareket yasaları günümüz fiziğinin temellerini oluşturmuştur. İlk yasa “Bir cismin üzerindeki net kuvvet sıfırsa o cisim ya durur ya da sabit hızla hareket eder” derken; ikinci yasa "Net kuvvet eşittir kütle çarpı ivme" şeklindedir ki bu da F=ma formülü ile özdeşleşmiştir.

Evrensel Çekim Yasası

Bunun yanı sıra belki de en çok bilinen kısmı Evrensel Çekim Yasası’dır: "Herhangi iki cisim arasındaki çekim kuvveti kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılıdır." İşte burada dikkat edilmesi gereken şey; ilk defa gök cisimleri üzerinde matematiksel hesaplamaların yapılmasıdır ki bu da astronomi açısından büyük bir sıçramayı temsil etmektedir.

Tarihsel Etkileri ve Sonuçları

"Principia" yayımlandığı tarihten itibaren sadece fizik alanında değil felsefe ve doğal bilimlerde de yankılar uyandırdı. 18.yüzyılda aydınlanma çağı ile birlikte insanlar artık daha analitik düşünmeye başladılar . Resmi olmayan verilere göre 1700’lerin başlarında Avrupa’da bilim insanlarının sayısı %200 artmıştır ki bunun temel nedeni olarak Newton’un etkisi gösterilmektedir.

Sosyal Medya Olmadan Dayanışma

Bazı tarihçilere göre; o dönemde bilim insanları arasında haberleşme genelde mektup yoluyla oluyordu fakat dikkat çekici olan husus şu ki birçok kişi Newton'un fikirlerine destek vermek adına kendi bulgularını paylaşarak adeta bir dayanışma ortamı yaratıyordu! Kısacası sosyal medya yoktu ama gönül bağı vardı!