1918 - Bolşevikler, Rus Çarı II. Nikolas'ı ve ailesini öldürdüler.
Çarlığın Sonu: Bolşevikler ve II. Nikola'nın Ölümü
Bazı tarihçilere göre, 17 Temmuz 1918 günü, Rusya'nın Yekaterinburg kentinde, bir dönemin en tartışmalı ve trajik olaylarından biri gerçekleşti. Bu tarih, sadece bir ailenin sonunu değil, aynı zamanda bir ulusun tarihi ve siyasi yapısını da değiştiren çarpıcı bir kırılma noktasıdır.
Bolşevikler ve Çarlık Rejimi
Tarihin derinliklerine inildiğinde, 1917 Ekim Devrimi ile iktidara gelen Bolşevikler'in amacı açıkça belirtilmiştir: Rusya'daki monarşiyi sona erdirmek ve sosyalist bir devlet kurmak. Bu doğrultuda ilk hedefleri; yönetimin başında bulunan Çar II. Nikolay'ı devirmekti. Hatta bazı kaynaklara göre Bolşevik lider Vladimir Lenin, “Çarı öldürmek toplum için şart” diyerek düşüncelerini açıkça belirtmiştir.
II. Nikola’nın Yakalanması
Bununla birlikte, bu süreçte yaşananlar oldukça karmaşıktır. Çar II. Nikola’nın tahttan indirilmesi ardından ailesiyle birlikte gözaltına alındı. O günlerde hayatları hakkında ne olacağına dair belirsizlik içinde günler geçirdiği iddia edilmektedir ki bu durum onlar için son derece stresliydi.
Tarihi kayıtlara göre; Yekaterinburg’da birkaç ay boyunca farklı yerlerde tutulduktan sonra -bu esnada halkın karşıt görüşlerini de dikkate alarak- onu korumaya yönelik hiçbir çaba gösterilmediği görülmektedir.
Tarihsel Arka Plan
Bunların yanı sıra tarihin akışını değiştiren başka unsurlar da vardır: Birinci Dünya Savaşı’ndaki başarısızlıklar, ekonomik çöküşler ve halkın ağır yaşam koşulları… Bu faktörler neticesinde ihtilalin kaçınılmaz olduğu ifade edilmiştir . Ancak tüm bunların sonunda gerçekleşen olaylar bambaşka bir boyut kazandı.
Küçük Bir Anektod: Tanıklık Edenlerin Gözünden
'O gün benim büyükannem... Çok küçük yaşta fakat gözleri hala hafızasında canlanıyor; aniden kapılar açıldı ve o soğuk odadan çıkmalarına izin verildi... Sonrasında duyduğu gürültüler ise hâlâ kafasında yankılanıyor' diye anlatırdı." .
Karanlık Gece: Suçlama veya Korku?
Sahneye dönersek... 17 Temmuz 1918 akşamında sabaha doğru – o korkunç geceyi unutmamak gerek – Bolşevik yönetiminden emir alan birlikler nihayet harekete geçti. II. Nikola'nın tüm ailesiyle birlikte tutuklandığı evde dört subay tarafından infaz edildiler! Resmi kayıtlara göre en az 11 kişilik bu grup kurbanlarının her biri üzerindeki bireysel sayılarıyla karabasan gibi yüzleşmek zorunda kaldı . İşte burada onlara yapılan muameleye dair belgeler bugün hâlâ çeşitli arşivlerde saklanmaktadır!
Ciddiyet: İstatistiklerle Duygu Halinin İncelenmesi
Dikkat çekici olan şu ki; resmi kayıtlara göre sadece kral ailesinin öldürülmesiyle kalmamış; aralarında bekçi olarak görev yapan pek çok kişi de olaylardan nasibini almıştır! Örneğin içlerinde en az 20 tane daha insanın daha hayatını kaybettiğine dair rakamlar bulunmaktadır!
Sosyal Dayanışma Olgusu Ne Durumdaydı?
Bunu yalnızca klasik bilgi kaynaklarıyla yorumlamak oldukça zor görünüyor! Mesela o dönemde insanlar arasında telefon zincirleri veya yerel dayanışma ağlarıyla yardımlaştıkları düşünülüyor… Aslında çok ilginçtir ki tarihsel açıdan bile olsa böyle pek çok ayrıntının özenle incelenip raporlandığı ifade ediliyor ancak pratikte bunun ne kadar etkili olduğuna dair kesin bilgiler bulunmamaktadır.
Bugün ile Bağlantılar Kurmak Mümkün Mü?
Peki ama bu kadar derin travmanın üzerinden yüzyıl geçtikten sonra bugünkü siyasi mücadelelerle karşılaştırıldığında neler görüyoruz? Bugün elbette Twitter’daki kullanıcı sayısı herhalde çok daha fazladır ama belki de benzer öfke yine sokaklarda yankılanabilir! Üstelik sosyal medya ile güçlenen grupların birliktelikleri açısından düşündürücü durumlar söz konusu...
Sona Ererken Düşünelim
Evet, tarihteki belli başlı katliamları gözden geçirirken aynı zamanda bugünün nasıl etkilendiğini sorgulamak gerekmektedir… Belki de sadece kanlı birkaç haftanın getirdiği istikrarsızlık artık halkın nasıl hissettiğini anlamaya yönlendirmekte!” . Fakat sorular şu ki; geçmişi ne kadar anlayabiliyoruz? Gelecekte benzer hatalar tekrarlanacak mı?