1670 - İngiltere Kralı II. Charles, Hudson's Bay Şirketine sözleşme çerçevesinde ayrıcalıklar tanıyarak, Hudson Körfezi'nin içlerine akan tüm akıntı kenarlarında bulunan Kızılderililer ile ticaret yapmasını kabul etti. Kürkçü Topluluğu bunu, dünyadaki en eski "müessese" olarak görüyor.
Hudson's Bay Şirketi ve II. Charles’ın Ayrıcalıkları: Ticaretin Dönüşüm Hikayesi
1670 yılı, tarihsel gelişmeler açısından son derece önemli bir yıl olmuştur. Çünkü bu yıl, İngiltere Kralı II. Charles'ın Hudson's Bay Şirketi'ne verdiği imtiyazlar ile hem ticaretin seyrini değiştirmiş hem de Kuzey Amerika'nın yerli halkları ile olan ilişkileri derinden etkilemiştir.Hatta birçok tarihçi, bu olayı modern dünyanın ekonomik yapısının temellerinin atıldığı bir dönüm noktası olarak değerlendirmektedir.
II. Charles ve İmtiyazların Verilmesi
Kral II. Charles, belirli ekonomik çıkarlar doğrultusunda hareket ederek, Hudson's Bay Company'ye ayrıcalık tanımıştır.Bu şirketin kuruluşu 1670 yılında resmiyet kazanmış ve geniş arazilerin kullanım hakkı ona verilmiştir. O dönemde Avrupa’da yaşanan ticari rekabet içinde, özellikle kürk ticareti büyük bir önem taşımaktaydı . Bu sözleşme çerçevesinde; Hudson Körfezi’ne akan tüm akıntılar boyunca bulunan yerli halklarla ticaret yapılması kabul edilmiştir ki bu durum Kızılderili topluluklarının yaşam tarzını da köklü bir şekilde değiştirmiştir. Birçok araştırmacıya göre bu tür anlaşmalar sonucunda Kızılderililer arasında sosyal yapıda kaymalara neden olunmuştur.
Kürkçü Topluluğu ve Tarihin Yüzü
Kürkçü Topluluğu , bu dönemde dünya genelinde en eski müessese olarak kabul edilmektedir ki burada dikkat çeken şey; tarihsel süreçte böyle yapılar sayesinde toplumsal dinamiklerin ne denli değişebileceğidir! Mesela resmi kayıtlara göre, sadece birkaç yıllık süre zarfında Kürkçü Ticaretine katılan topluluk sayısı yüzlerce kat artış göstermiştir. *Görülüyor ki,* insanlar yeni fırsatların peşinde koşarak geleneksel yaşam biçimlerini terk etmeye başlamışlardı . Bireylerin ekonomik hayatta daha fazla rol oynamalarıyla birlikte yerel ekonomi üzerinde de etkili oldular.Kızılderililerin Perspektifi: Ekonomik Değişim
O günlerden kalan anılar arasında en ilginçlerinden biri şu şekilde anlatılıyor: "Kuzey'de yaşayan babam bana her zaman söylerdi ki; 'Akşam gökyüzüne bakıp yıldızları saydığımız günleri hatırla! Artık onların arasında para yerine geçmiş sözleşmeler var.' Ne yazık ki artık o eski zamanlar geride kalmıştı." Böylece yerli halkların geleneklerine yabancılaşmaları kaçınılmaz hale gelmiştir! Üstelik Hudson Körfezi’ndeki bazı grupların başka Kızılderili kabileleriyle ticarete girmesi de ilişkilerin giderek karmaşıklaşmasına yol açmıştır.Uzak Çevredeki Etkiler: Sosyal Yapının Değişimi
Başka bir açıdan bakacak olursak, yapılan bu anlaşmaların yan etkileri sosyal yapıyı da oldukça derinden etkilemiştir. Zira tacirlerle yapılan alışverişlerin ardından ortaya çıkan yeni eşitsizlikler sonucunda toplumun hiyerarşisi yeniden şekillenmeye başlamıştır . Günümüzden düşünüldüğünde ise böyle ayrımların özellikle azınlık gruplar üzerinde nasıl baskıcı etkiler yarattığı sorusu akılları kurcalar…Sosyal Dayanışmanın Gölgesi: Bağlantılar ve İletişim Ağları
Daha önce hiç düşünmemiş olsanız bile; ticaret ağlarının köklendiği yıllarda sosyal medya ya da iletişim ağları bulunmuyordu tabii! Fakat insanlar arasındaki dayanışma bağları güçlüydü... Telefon zincirleri veya komşular arasında yapılan duyurular gibi unsurlar toplumsal dayanışmanın önemli araçlarıydı .İddia edilir ki, birçok Kızılderili kabilesi ilk başlarda birbirleriyle işbirliği yaparak birbirlerinin haklarını korumaya çalıştılar ancak zamanla giderek daha fazla sömürülmeye başladıkları için dayanışma bağları zayıfladı.