<\/noscript>
dayhist.com logoDayhist
1894 - Sabiha Sultan, Sultan Vahdettin’in kızı (ö. 1971)

Doğum Yılı: 1894

Ölüm Yılı: 1971

Aile: Sultan Vahdettin’in kızı

Unvan: Sultan

1894 - Sabiha Sultan, Sultan Vahdettin’in kızı (ö. 1971)

Sabiha Sultan, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, karmaşık bir dönemin ortasında dünyaya gözlerini açtı. 1894 yılında, ihtişamla süslenmiş Dolmabahçe Sarayı'nın duvarları arasında hayata merhaba dedi. Ancak bu lüks ve görkemli yaşamın ardında, bir ailenin çalkantılı kaderi vardı. Babası Sultan Vahdettin'in tahta çıkmasıyla birlikte, imparatorluk derin bir bunalımın içine girmişti.

Sabiha Sultan’ın çocukluğu, yalnızca sarayın zarafetinin değil; aynı zamanda imparatorluğun çöküşünün gölgesinde geçti. Sabiha’nın gençliği sıradan bir genç kız gibi geçmedi. Kraliyet ailesinin bir ferdi olmanın getirdiği sorumluluklar ve baskılar arasında büyüdü; eğitimine önem verildi ancak aynı zamanda geleneklerin de ağırlığı üzerindeydi. Birçok kez Avrupa’ya seyahat etti belki de bu seyahatler onun ufkunu genişletmişti ancak Türkiye’deki siyasi durumla ilgili kaygıları da beraberinde getirmişti.

Bu süreçte sosyal hayatında da bazı değişiklikler yaşandı: Birçok genç erkeğin ilgisini çekiyordu ama o kendi içsel huzurunu arıyordu sanki... Döneminin kadınlarının çoğu gibi Sabiha da evlilik düşüncesiyle kafasını meşgul etmesine rağmen, kim bilir belki de özgürlüğü tercih ediyordu! 1918 yılında savaş sona erdiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun son günleri başlamıştı; İstanbul işgal altındaydı ve devran dönüyordu... Bu karmaşanın ortasında, belki de en büyük şansı olarak gördüğü evliliği için teklif almıştı: 1919 yılında Prens Mehmed Selim ile nişanlandı. Ancak bu nişanlık uzun sürmedi neden mi? Çünkü tam o sırada babası Vahdettin’in tahttan indirilmesiyle birlikte tüm aile oldukça zor günler geçirmeye başladı.

Evlilik hayalleri suya düştü ve karanlık günler kapıdaydı. İronik olarak bu zor zamanlarda bile sultanlık unvanının getirdiği bazı avantajlar hâlâ varlığını sürdürüyordu; yine de halk arasında “Sultan” olmanın anlamı değişmeye başlamıştı... 1924'te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte Osmanlı ailesi yurtdışına sürgün edildiğinde ise Sabiha Sultan kendi ülkesi dışında yaşamaya zorlandı. Paris'te başlayan yeni hayatı ona hem yabancı hem de tanıdık geliyordu çünkü her şey geçmişle doluydu ama gelecekte ne olacağını bilmiyordu.

Yıllar geçtikçe Sabiha’nın hayatında başka kayıplar yaşandı: Ailesinden birçok kişi onun yanında yoktu artık… Kimi zaman eski dostlarla karşılaşmalarına rağmen yüreğindeki yalnızlığı asla unutamadı! Paris sokaklarında yürürken bazen üzüntülü bazen nostaljik anılara dalıyor olabilir miydi? Zamanla buradaki etkinliklere katılmaya başladı; müzik ve sanat alanlarında kendini ifade etme fırsatı buluyordu ama içindeki boşluk git gide büyüyordu. Belki de en büyük zorluğu kadim geleneklerle modern dünyanın çatışmasını kabullenmekti; bazen gelenekten uzaklaşmayı denedi ama kalbi onu hep geçmişe çağırıyordu... Kadınların toplumda daha çok yer bulmaları gerektiğine dair görüşleri artarken o da bunu destekliyordu ancak başkaları tarafından nasıl algılanacağından endişeliydi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yeni bir dünya düzeninin şekillendiği yıllarda Sabiha Sultan’ın hikayesi farklı yönlere evrildi bu esnada kendine ait izleri bırakmak istese de maddi sıkıntılar peşini bırakmadı! Hemen ardından ailesinden uzakta yaşamaya devam eden birçok akrabası vardı fakat bu durum yine de onu yalnız hissettirmekteydi… Hayatının son yıllarında İstanbul’a dönebildi… Evet! Doğup büyüdüğü şehre geri döndüğünde karşısında tamamen değişmiş bir manzara bulmuştu: Cumhuriyet’in gelişimi ile birlikte yepyeni insanlar ve kültürler ortaya çıkmıştı.

Geçmişten kalan anılar onu takip edebilirken şimdi yeni dostluklar kurma fırsatı bulmuştu ama zaman ne kadar hızlı geçiyor değil mi? Ölümünden sonra ardında bıraktığı miras hâlâ tartışmalara yol açmakta... Tarihçiler anlatır ki onun yaşam öyküsü sadece bireysel hikaye değil aynı zamanda tarihimizin derinliklerine inen önemli olayların parçasıdır: İkisi arasındaki uçurum giderek belirginleşirken günümüz nesli onun adını hatırlamakta veya yeniden yorumlamakta zorluk çekiyor olabilir! 1971 yılında hayata gözlerini yumduğunda geride kalanlar sadece anılarıydı… Bugün bile Sabiha Sultan’ın ismi özellikle sosyal medyada pek sık anılmasa da döneminin karmaşasını simgelemeye devam ediyor gibi! Belki insanlar hala geçmişte olduğu gibi kadınların rolünü sorguluyor çünkü insanlık tarihi boyunca asırlarca süren çatışmalar yaşanmaktadır... Kim bilir, belki yarın bile tarih sayfalarında yeniden yankılanacak isimlerden biri olacaktır!

author icon

Bu içerik dayhist.com topluluğu tarafından düzenlenmiştir