2019 - Russi Taylor, Amerikalı seslendirme sanatçısı ve aktris (d. 1944)

Ses dalgaları, o kadar güçlüdür ki, bazen ruhları bile besleyebilir. 1944 yılının bir yaz sabahı, ünlü seslendirme sanatçısı Russi Taylor dünyaya geldiğinde, sanki evren ona çok özel bir görev vermişti. O gün, Los Angeles'ta doğan bu küçük kızın sesi, yıllar sonra milyonların kalbini fethedecek olan bir melodinin habercisi olacaktı.

Büyüdüğünde, genç Russi'nin sesi etrafındakileri etkileyen mistik bir güç haline geldi. Çocukken tiyatroda oynadı; ancak asıl yolculuğu radyo programlarında başladı. İronik olarak, birçok kişi onun bu alanda başarılı olabileceğini düşünmüyordu ama Russi’nin kararlılığı ve yeteneği kısa sürede kendini gösterdi. 1970’lerde seslendirme dünyasına adım attığında, belki de kimse onun gelecekteki başarılarını tahmin edemezdi.

Yıllar geçtikçe Russi Taylor’ın sesi sadece filmlerde değil; aynı zamanda televizyon dizilerinde de yankı buldu. 1989'da Disney'in ikonik karakterlerinden biri olan Minnie Mouse’un sesi oldu. Bu rolü kabul ettiğinde dünya sahnesine adımını atmıştı; ancak hemen ardından karşılaştığı zorluklar onu daha da güçlendirdi. Minnie olarak yaptığı performanslarıyla çocuklar ve yetişkinler arasında büyük bir sevgi kazandı buna rağmen bazı eleştirmenler onun ‘klişe’ olduğunu öne sürdüler.

Russi’nin kariyeri boyunca pek çok başka karaktere de hayat verdiği bilinir: “The Simpsons” dizisindeki Martin Prince ve “DuckTales”deki Webby Vanderquack gibi figürler... Fakat belki de en önemli başarısı Minnie Mouse olarak kazandığı sayısız ödül ve takdirle taçlandırılmış kariyeriydi. Ancak bu başarıların arkasında çok fazla emek vardı; her performansında içten gelen sıcaklığı dinleyicilerine ulaştırmayı başardı.

Sosyal medyada kendisine yönelik ilginin arttığı dönemde bile -bu durum genç seslendirme sanatçıları için büyük avantajdı- Russi hâlâ kendi tarzını korumaya özen gösterdi ve modernleşmeye ayak uydurmakta zorluk çekmediğini kanıtladı; çünkü o gerçeklikle harmanlanmış özünü kaybetmemişti. Kim bilir, belki de bu yüzden onu diğerlerinden ayıran şeylerden biri buydu: İçsel sıcaklığı…

Kariyerinin zirveye ulaştığı dönemlerde aniden karşısına çıkan trajik olaylar ise tüm hayranlarını derinden sarstı: 2019 yılında hayatını kaybettiğinde birçok insan gözyaşlarına boğuldu bununla birlikte onun mirası asla unutulmayacaktı! Onun seslendirdiği karakterlerin hayat bulmasıyla büyüyen nesiller bugünkü dünyanın temel taşlarından biri haline geldi.

Russi’nin vefatından sonra sosyal medyada yapılan paylaşımlar arasında onun anısını yaşatan yüzlerce video bulunuyordu… Herkesin kalbinde ayrı bir yeri olan bu kadın için yapılan anmalar adeta zamanın durmasına neden oldu! İşte tam burada ironik olan ise -onun sesiyle büyüyen çocukların artık kendi çocuklarına anlatacak hikayeleri olmasıydı- belki de Rossi Taylor’ın sesi geleceğin nesilleriyle asla silinmeyecek bir bağ kurmuştu...

Düşünürken fark ettim ki; her ne kadar kendisi fiziksel olarak aramızda olmasa da bizlere bıraktığı miras ile yaşamaya devam ediyoruz... Sesleriyle duygularımızı paylaşıyor ve hatırlıyoruz! Hatta bazen eski filmleri izlerken duyulan o tanıdık ses, bize geçmişten gelen tatlı hatıraları anımsatıyor gibi geliyor!

Bugün bile onun yarattığı karakterlerin gücü sayesinde tanıştığımız hikayelerle büyüyor – yıllar geçse bile evrende yankılanan tınısıyla kalplerimize dokunan o özgün sesi hep hatırlayacağız! Hatta kim bilir? Belki de bugün Disney’de yeni projelerde kullanılan teknolojilerle yeniden canlandırılabilir! Göz önüne getirdiğimizde sanki ses dalgaları hiç silinmiyor!