1830 - Porfirio Díaz, Meksika asker ve Devlet Başkanı (ö. 1915)

Zamanla yetenekleri ve stratejik zekası sayesinde dikkat çekmeyi başardı; öyle ki, Juárez onu generalliğe terfi ettirdi. Bu dönemdeki başarıları, belki de onun gelecekteki siyasi kariyerinin temel taşlarını oluşturdu; çünkü iktidar hırsı giderek büyüyordu.Ancak 1871’de Juárez’in hükümetine karşı isyan etti; bu hamle ona yalnızca askeri başarılar kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda Meksika’daki politik atmosferi de değiştirdi. Dönemin kaotik şartlarında Díaz'ın isyanı başarısız oldu buna rağmen o, asla pes etmeyecekti.1876 yılında tekrar sahneye çıkan Díaz, bu sefer başarılı oldu ve kısa süre içinde iktidara el koydu. 30 yıl boyunca sürecek olan Porfiriato dönemi başlamıştı! Modernleşme hamleleriyle ülkenin altyapısını geliştirmeye çalıştı; demiryollarının inşası gibi projelerle Meksika’yı çağdaşlaştırmaya hevesliydi.

Ancak tüm bunların ardında yatan gerçek şuydu: Ülke derin sosyal eşitsizlikler yaşıyordu.Díaz’ın otoriter yönetimi altında ülkedeki zenginler daha da zenginleşirken bunun yanı sıra halkın büyük kısmı yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyordu! Kendi kurduğu polis gücü ve hapishaneler aracılığıyla muhalefeti bastırdı; ama kim bilir... Belki de en büyük hatası kendi halkının sesini duymayı reddetmesiydi.Meksika'nın uluslararası arenada parlayan bir yıldızı olma çabaları sürerken, içeride patlak veren sosyal huzursuzlukları görmezden gelmek imkânsız hale geliyordu. 1910'da Meksika Devrimi patlak verdiğinde ise onun saltanatına karşı çıkan sesler giderek yükselmeye başladı! Birçok insan için "özgürlük" sembolü haline gelen devrimci liderler ile kıyaslandığında kendisini çok daha yalnız hissettiği kesin…Díaz devrilene kadar pek çok reform gerçekleştirmiş olsa da bunların çoğu yüzeysel kalmıştı ve halkın gerçek ihtiyaçlarını karşılayamıyordu... İronik olarak devrimin başlangıcında karşısına çıkan muhalifleriyle başa çıkmaya çalışırken kendi içsel çatışmaları onu yavaşça tüketmeye başlamıştı.

Sonunda 1911’de görevinden istifa ederek Fransa’ya sürgüne gitmek zorunda kaldı.Sürgünde geçirdiği yıllar boyunca yazdığı anılarda yine iktidar hırsıyla dolu geçmişini sorgulamaktan kaçınmadığı söylentileri arasında dolaşan yorumlar arasında yer alıyor… Belki de bıraktığı miras üzerinde düşündüğünde pişmanlık duymuştur? Kim bilir?1915 yılında Fransa'da hayata gözlerini yumduğunda geride tartışmalı bir miras bıraktı: Hala pek çok kişi onun yönetimini modernizasyonun sembolü olarak görse de diğerleri tarafından acımasızlık ve baskıcı otorite ile hatırlanıyordu... Bugün bile Meksika'daki her anma etkinliği veya sokak adı verilişinde tartışmalar sürüyor: "Kötü müydü yoksa iyi mi?" sorusu hala gündemde!Mirasının yankıları hâlâ varlığını sürdürüyor; bazı bölgelerde Porfirio Díaz’ın adını taşıyan caddeler bulunuyor… Evet! Bazıları onu ulusal kahraman olarak görüyor ama diğerleri içinse o sadece egemenlik peşinde koşan bir tiran… Her iki taraf da haklı olabilir mi? Tarih elbette detaylarla dolu!