1941 - Maurice White, Amerikalı soul, rock, reggae ve funk müziği sanatçısı (ö. 2016)

Bir yaz akşamı, Chicago'nun gürültülü sokaklarından birinde, genç Maurice White doğdu. Müzik dünyasına adım atarken kimse, onun kalabalığın içinde parlayacağını tahmin edemezdi. Ancak kısa sürede, melodilerin ve ritimlerin hayatına yön vereceği gerçeğiyle yüzleşti. Çocuk yaşta piyano çalmaya başladı; müziğin büyülü dünyası onu sarhoş etmişti. Yıllar geçtikçe, beyaz gömleği ve kravatıyla sahneye çıktığında, izleyicilerinin ruhunu yakalayan bir sanatçı haline geldi.

1960'ların başlarında genç Maurice, Chicago'da yerel gruplarla performans sergilemeye başladı. İlk zamanlar sadece bir yedek müzisyen olarak sahne alıyordu; ancak yeteneği onu hızlıca ön plana çıkardı. Buna rağmen, onu tanıyanlar bilir ki içindeki ateş hiç sönmeyecek kadar büyüktü. Kendi grubunu kurma hayali ise kafasında sürekli dönüp duruyordu.

Birkaç yıl sonra 1969'da bu hayali gerçeğe dönüştü: Earth, Wind & Fire adını verdiği grup kuruldu! Gökkuşağı gibi renkli müzik tarzlarıyla dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşatmaya başladılar. Bu başarı tesadüf değil; çünkü Maurice’in hem güçlü vokali hem de eşsiz prodüksiyon anlayışı vardı ancak bu başarının arkasında sıkı çalışma ve özveri yatıyordu.

Grup 1970’lerin başında “Devotion” adlı albümüyle piyasaya girdiğinde zihinlerde yer etti! Ancak beklenmedik bir şekilde albüm ilk başta ilgi görmedi buna rağmen Maurice’in azmi asla kırılmadı; yeni projelere hızla yöneldi ve diğer müzikal unsurları içeren yenilikçi denemeler yaptı.

Bir sonraki hamlesi ise tarihe geçecekti: 1975 yılında “That’s the Way of the World” adlı albümü piyasaya sürdüğünde dünya artık farklı bir melodiyi duymuştu! Şarkılar sırasıyla listelerde yükselmeye başladı ve grubun popülerliği giderek arttı fakat belki de en büyük sıçramayı sağlayan şarkıları "Shining Star" oldu! Bu parça sadece Amerika’da değil, uluslararası alanda da efsaneleşecekti.

Maurice'in müzik kariyeri boyunca birçok ödül kazandı ama belki de en unutulmaz anı 1977'de Grammy Ödülleri’nde kazandığı "En İyi R&B Performansı" ödülüydü. Işıkların altında sahneye çıktığında hissettiği mutluluk tarif edilemezdi o an belki de tüm çabalarının karşılığını bulduğu andı!

Buna rağmen ilerleyen yıllarda grup içindeki çatışmalar ve farklı yönelimler nedeniyle zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldılar. Özellikle 1980’lerin başında bazı üyeler ayrıldı ancak Maurice her zaman olduğu gibi pes etmedi! Dönemin popüler unsurlarını barındıran yeni projeleriyle tekrar zirveye yükselmeyi hedefledi; çünkü biliyordu ki sanatçıların hayatları iniş çıkışlarla doluydu!

Maurice White’ın yaşamındaki en önemli öğelerden biri de ruhsal inançlarıydı; bu nedenle sık sık kendi yaşam felsefesi ile şarkıları arasında köprüler kurdu. Belki de bu yüzden “September” gibi parçaları sadece dans ettiren değil, aynı zamanda insanlara umut veren eserler haline geldi!

Hayatının son yıllarında sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kaldı bu durum onun için oldukça zorlayıcıydı! Ancak yine de her zaman pozitif düşünme çabasındaydı; çünkü biliyordu ki hayatın sunduğu her şeyin ardında başka bir güzellik yatıyordu... Ve müziğinden vazgeçmedi!

Miras

2016 yılında ani bir şekilde hayata veda ettiğinde ardında yalnızca unutulmaz eserler bırakmadığını fark ettik aynı zamanda ruhumuzda bıraktığı izlerle dolu anılar bıraktığını da… Bugün bile onun melodileri radyo frekanslarında yankılanıyor ve genç nesillere ilham vermeye devam ediyor.

Bugünün Bağlantısı

Ölümünün üzerinden geçen yıllarda bile, sosyal medyada yapılan paylaşımlar aracılığıyla Maurice White'ın etkisi sürüyor! Hatta günümüzde bazı DJ’lerin remixleri ile yeni jenerasyonun dans pistlerinde hala dans etmeye devam ettiği biliniyor… Belki de şarkıları günümüz trendlerine uyum sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda insanlara umut aşılıyor!