1850 - Louis-Philippe, 1830-1848 arasında Fransızlar kralı (d. 1773)

Louis-Philippe, 1773 yılında doğdu. Tahtın varisi olarak büyüdü, ancak genç yaşta Fransız Devrimi’nin patlak vermesiyle birlikte saraydan uzaklaşmak zorunda kaldı. İsyan ruhunun içinde şekillenen hayatı, onun için bir dönüm noktasıydı. 1830 yılında düzenlenen Temmuz Devrimi ile birlikte, monarşinin köklü değişimler yaşadığı bir dönemde tahtın sahibi oldu. Ancak tahta çıkması, sadece zafer değil; aynı zamanda derin çatışmaların da habercisiydi.Kral Louis-Philippe döneminde uyguladığı politikalar, liberal ve burjuva sınıfını destekliyordu. Bu durum ise aristokratlar ve işçi sınıfının tepkisini çekti. Kralın bu yaklaşımıyla birlikte öne çıkan ekonomik sıkıntılar, halk arasında huzursuzluğa yol açtı. İronik olarak, yönetim tarzıyla halkının gözünde "Burjuva Kral" olarak anılmaya başlandı. Sosyal adaletsizlikler ve yoksulluk artarken; hükümetin etkinliği sorgulanmaya başlandı.Halk ayaklanmaları neredeyse kaçınılmaz hale geldi zira yoksul kesimlerin sesi duyulmadıkça bu tür olayların gerçekleşmesi muhtemeldi... 1848 yılına gelindiğinde ise krallığın sonunu getiren devrim patlak verdi; protestolar büyüyerek tahttan indirilmesine neden oldu. Louis-Philippe'nin sürgüne gitmesiyle başlayan süreçte belki de en büyük hatası, kendi destekçilerine güvenmekte aşırıya kaçmasıydı.Halk tarafından sevilmeyen bir kral haline gelmişti ve bu durumu daha da kötüleştiren şeylerden biri de sosyal medya yoktu ama dedikodular çabuk yayıldı! Onun liderliğinin sona ermesiyle birlikte Fransa’da Cumhuriyet tekrar kuruldu ancak bu dönüşüm de pek çok karmaşayı beraberinde getirdi. Tarihçiler anlatır ki; Louis-Philippe'nin iktidarı döneminde halk arasında büyük hayal kırıklıkları oluştu.Krallığı sona erdiğinde sadece ülke değil; tüm Avrupa'da monarşilere karşı yeni bir dalga başlamıştı... Bu gelişmeler belki de modern demokrasi mücadelesinin ilk tohumlarını atan adımlardı! Bugün bile bazıları onun iktidarını özgürlük arayışının simgesi olarak değerlendiriyor ancak birçok kişi için o yalnızca kaybedilen fırsatlar zinciriydi...Ölümünden sonra geride bıraktığı miras tartışmalı bir şekilde değerlendirilmeye devam etti: Bazıları onu dönemin burjuva devrimlerinin öncüsü olarak görürken; diğerleri ise keyfi yönetimini eleştirmekten geri durmadı! Kim bilir? Belki de zamanla unutulacak veya hatırlanacak tek şey kalacak: Bir kralın çöküşü ve ardında bıraktığı karmaşa... Şimdi ise tarih kitaplarında yer alan "Burjuva Kral" figürü günümüz gençliği için hala ilginç olabilir mi? Birçok sosyal medya fenomeni geçmişi yeniden yorumluyor ve tarihi semboller üzerinden kendine anlam katıyor.