İsim: Gérard Genette
Meslek: Fransız yazın kuramcısı
Doğum Yılı: 1930
Öne Çıkan Yılı: 2018
2018 - Gérard Genette, Fransız yazın kuramcısı (d. 1930)
Gérard Genette, 20. yüzyıl edebiyat teorisinin en önde gelen isimlerinden biri olarak kabul edilir. Hikayesi, 1930 yılının Paris'inde başlar; Fransız kültürünün kalbinde doğan bu dahi, daha çocuk yaşlarından itibaren kitaplarla ve kelimelerle haşır neşir oldu. Ancak, bu yolculuğunda karşılaştığı zorluklar onu şekillendiren temel unsurlar arasında yer alıyordu.
Küçük yaşta edebiyata olan tutkusu fark edildiğinde, belki de ailesi onun gelecekte büyük bir yazar ya da teorisyen olacağına inanıyordu. Eğitim hayatı boyunca klasik Fransız edebiyatıyla iç içe büyüdü; Victor Hugo ve Marcel Proust gibi devlerin eserlerine dalarak yazın dünyasının derinliklerini keşfetti. Bunun yanı sıra, Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir gibi varoluşçu düşünürlerden etkilendiği söylenir.
Üniversite yıllarında ise, edebi teoriler üzerine yoğunlaşmaya başladı. Ancak bu süreçte sadece akademik başarıları ile değil; aynı zamanda cesur fikirleriyle de dikkat çekti. Edebiyatın yapısına dair geliştirdiği görüşler kısa sürede geniş bir yankı buldu; özellikle metinler arası ilişki kuramlarıyla tanındı. Onun için metinler birer canlı varlık gibiydi birbirleriyle diyalog kuruyor ve anlamlarını sürekli yeniden üretiyorlardı.
Genette'nin en önemli katkılarından biri "metinlerarasılık" kavramını ortaya atmasıydı. Bu terim sayesinde literatürde farklı metinlerin birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğu üzerine tartışmalar başladı. Yani o dönemlerde çoğu insanın göz ardı ettiği bir gerçek ortaya konmuş oldu: Eserlerin anlamı yalnızca kendi içlerinde değil, başka eserlerle olan ilişkilerinde de gizliydi! Bu düşünce yapısı onu zamanla çağdaşlarının önüne geçirdi.
Buna rağmen Genette'nin çalışmaları başlangıçta pek çok eleştiri aldı çünkü bazı akademisyenler onun yaklaşımını geleneksel edebi analizin dışına çıkmak olarak değerlendirdiler. Kim bilir belki de bu eleştiriler yüzünden daha fazla mücadele etmek zorunda kaldı! Ama o asla pes etmedi; aksine daha da hırslanarak çalışmalarını sürdürdü.
Genette’nin “hikaye” (narration) konusundaki incelemeleri de oldukça ilgi çekicidir... Anlatım tarzının zaman boyutunu nasıl etkilediğine dair yaptığı analizlerle sadece Fransa'da değil, dünya genelindeki birçok yazın kuramcısının ilgisini çekmeyi başardı! Hikaye anlatmanın basit bir aktarma değil, derinlemesine kurgulanmış bir sanat olduğunu vurguladı.
Daha sonraları "narrative discourse" adlı eseri yayımlandığında ise edebiyat dünyasında adeta yeni bir çığır açtı... O kadar ki birçok yazar onun yöntemlerini kullanarak eserlerini yeniden değerlendirme şansı buldu!
Tüm bunlar olurken Genette'nin kişisel hayatında da pek çok değişiklik meydana geldi... Özellikle 1970'lerde ciddi sağlığı sorunları yaşamaya başlaması kariyerine gölge düşürdü ancak bu dönemde bile çalışmaktan vazgeçmedi hatta belki de çalışmalarını hızlandırdı! Yazdığı makaleler her zamankinden daha yoğun hale geldi; sonuçta ortaya çıkan ürünler ise kendisini tarihin tozlu raflarında unutulmaz kılan eserleri oldu.
Zaman içinde akademik çevrelerde kendisine duyulan saygı arttıkça artmaya devam etti... Sonuç olarak eleştirmenlerin gözünde değeri katlanarak yükseldi ve ona birçok ödül kazandırdı; ancak ironik olarak bazı okurlar için hala anlaşılmaz kaldığı noktalar vardı! Belki de bu durumun en büyük nedeni onun yaratıcı zekasının sırlarını tam anlamıyla çözmenin mümkün olmamasıydı...
Hayatının son dönemlerine yaklaştığında bile yazma isteği hiç azalmadı… 2018 yılında yaşamını kaybettiğinde ardında bıraktığı miras sadece akademik alanla sınırlı kalmadı: Kendisinin geliştirdiği kavramlar bugün hâlâ ders kitaplarında yer almakta ve yeni nesil araştırmacılara ilham vermektedir!
Bugün bile birçok genç yazar onun fikirlerinden beslenerek yazmaya devam ediyor… Hatta sosyal medyada sıkça alıntılanan sözleri ile adı geçiyor! Kim bilir gelecekte belki onu hatırlatan yeni bir akım doğar? Ya da müzelerde sergilenen eski dosyaları üzerinde modern sanatçılar yeni eserler oluşturur? İşte tüm bunlar hayatında yarattığı etkinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor...