1820 - Florence Nightingale, İngiliz hemşire ve hastane reformcusu (ö. 1910)

Aile bireylerinin itirazlarına rağmen, 1851 yılında Almanya'daki Kaiserwerth Hastanesi'ne gitti ve burada hemşirelik eğitimi aldı. Ancak bu süreçte sık sık karşılaştığı engeller vardı; dönemin toplum yapısı nedeniyle kadınların toplum içindeki rolleri sınırlıydı ve bu durum onun azmini daha da körükledi.Zamanla savaş patlak verdi Kırım Savaşı'nın başlangıcıyla birlikte, İngiliz askerleri zor şartlar altında savaşa katıldılar. Floransa’nın aklına bir fikir geldi: "Askerlerimize yardım etmeliyim!" Bunun üzerine kendi ekibini oluşturdu ve yaralı askerlerin olduğu bölgeye doğru yola çıktı. Olayların gelişimi gerçekten ironikti; savaşın ortasında olan hastaneler temizlenmemişti, hijyenik koşullar yoktu...

Ancak o, kararlı duruşuyla bu durumu değiştirmeye niyetliydi.Floransa'nın geldiği hastanede manzara korkunçtu kanlar içinde yatan yaralılar ve baştan aşağı çamur içindeki zemin... Bu görüntü onu derinden etkiledi fakat kararlılığından ödün vermedi. Yavaş yavaş hastanenin düzenini değiştirdi: Temizlik kuralları uygulandı, yatakların düzeni sağlandı ve beslenme programları geliştirildi. Kendi cebinden harcadığı paralarla gerekli malzemeleri temin etti belki de en büyük yeniliklerinden biri işte buydu: İnsanlara insan gibi bakmak...Buna rağmen karşısına çıkan zorluklar bitmedi; askeri yetkililer onun reformlarına sıcak bakmıyorlardı çünkü daha fazla harcama yapmak istemiyorlardı! Ama Floransa onların gözünde sadece bir hemşire değil; aynı zamanda reformcu olarak kendini kanıtlamak için savaşmaya devam etti...

Zaman geçtikçe yaptığı çalışmaların meyvelerini almaya başladı; hastaların iyileşme oranları arttıkça insanlar ona duyduğu saygıyı arttırdı.Floransa Nightingale’in ünü zamanla yayıldı basında yer aldı, halk arasında "Lamba ile Gezen Kadın" adıyla anılmaya başladı! Gece saatlerinde lambasını alarak yaralı askerlerin yanına gidip onlara moral vermesiyle ünlendi… Bu eylemi aslında sadece fiziksel sağlıklarını iyileştirmekle kalmadı; psikolojik destek de sundu onlara!Ancak başarılarının arkasındaki gerçek hikaye çok daha derindi: Belki de toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlarını zorlayarak tarihe geçeceğini tahmin etmiyordu bile… Bu sırada kendisine eşlik eden ekibiyle birlikte farklı ülkelerdeki hemşirelik sistemlerini incelemeye başladı. Sağlık hizmetlerinin nasıl daha etkin hale getirilebileceğine dair öneriler geliştirdi.Döneminin her köşe başında tanınırlığı artarken 1860’larda Londra’da Hemşirelik Okulu’nu açtı… Bu okulda eğitim gören birçok hemşire daha sonraki yıllarda çeşitli cephelerde görev alarak önemli rol oynadılar! Florence’ın öncülüğü sayesinde modern hemşireliğin temelleri atıldı – belki de bunun en büyük göstergesi 1907’de aldığı ilk Nobel Barış Ödülü oldu!Ama hayatının sonlarına doğru birçok sağlık sorunu ile mücadele etmek zorunda kaldı... Sürekli olarak hasta olmasının yanı sıra yaşadığı yalnızlık da onu derinden etkiledi. Son günlerinde yazdığı makalelerle meslektaşlarına rehberlik etmeye çalıştı ancak hiçbir şey eski coşkusu kadar tatmin edici değildi – o artık geçmişe ait anıları düşünmekten başka şey yapamıyordu...1910 yılında hayata veda ettiğinde ardında bıraktıkları konuşuluyordu: Floransa Nightingale’in mirası hâlâ hissediliyordu çünkü günümüzde dahi onun adını taşıyan kurumlar varlığını sürdürüyordu! Tıp tarihi yazılırken ismi hep anılıyor; belki de bugünün modern hemşireliğinin mimarı olarak kabul ediliyordu...Ölümünün üzerinden geçen yıllar boyunca hayat hikayesi birçok filme konu oldu – özellikle genç kuşağın gözünde efsanevi hale geldi… Bugün sosyal medyada paylaşılan infografikler üzerinden binlerce insan onun yaşam öyküsünü öğreniyor! Kim bilir? Belki de geleceğin liderleri yine Florence Nightingale gibi cesaretle mücadele eden bireylerden çıkacak!