
Doğum Yılı: 1898
Ölüm Yılı: 1970
Milliyeti: Alman
Meslek: Yazar
En Bilinen Eser: Batı Cephesi Duman Altında (Im Westen nichts Neues)
1898 - Erich Maria Remarque, Alman yazar (ö. 1970)
Bu süreçte İkinci Dünya Savaşı'nın yaklaşan tehlikeleri ve toplumun karmaşası onu derinden etkiledi. Bir gün, sınavdan önceki akşam evde otururken kalemi kağıda vurdu ve "Batıda Cephanelik Yok" adlı romanını yazmaya başladı; ancak o zamanlar bunun tüm dünya üzerinde yankı uyandıracağını bilmiyordu.Bir süre sonra genç yazarın yolu askeri hizmete düştü savaşın dehşetiyle yüzleşmesi kaçınılmaz oldu. Fransa cephelerinde geçirdiği günler sırasında insanlığın karanlık yüzünü gördü; arkadaşlarının kaybı ve yaşam mücadelesi onu derinden sarstı. Korkunç anılarla geri döndüğünde, kalemi bu deneyimlerin ağırlığını taşıyan bir araç haline gelmişti.
Ancak hayatının en büyük trajedisini yaşayacağına dair hiç bilgilendirilmemişti: savaş sonrası dönemde yalnızca fiziksel değil ruhsal yaralar da açacaktı.Savaştan döndüğünde edebiyat dünyasına adım atan Remarque için her şey kolay değildi ilk romanının yayınlanması uzun sürdü ama sonunda edebiyat tarihine damgasını vuracak eserini ortaya koydu: "Batıda Cephanelik Yok". Bu kitap 1929 yılında yayınlandığında adeta bir çığ gibi büyüdü; genç yazarın kaleminden çıkan satırlar sadece Almanya'da değil tüm dünyada yankılanıyordu. İronik olarak kitapta anlatılan dehşetler nedeniyle okurlarının ruhuna dokunmayı başarmıştı belki de pek çok insan için unutmak istedikleri gerçekleri hatırlatıyor; acıyı somutlaştırıyordu.Ancak "Batıda Cephanelik Yok" sadece bir roman olmaktan öteye geçti; savaş karşıtı mesajıyla tüm nesillerin düşüncelerinde yer etti ve insanları barışın kıymetini anlamaya sevk etti. Basın toplantılarında yaptığı açıklamalarda sıkça duyuruyordu: "Savaş sadece bedeni değil ruhu da öldürür." Yıllar geçtikçe kitabının mirası daha da güçlendi fakat bu durum bazı kesimlerde hoş karşılanmadı hükümetin kısıtlamaları ve eleştiriler peşini bırakmadı.1933 yılına gelindiğinde, Almanya'daki siyasi atmosferin gerilimi yükselmeye başlamıştı; Nazi Partisi iktidarı ele geçirirken kültürel özgürlükler ciddi tehdit altına girdi...
Bunun sonucunda Remarque Amerika'ya göç etmeye karar verdi – belki de kendisini korumanın en iyi yolunun bu olduğunu düşündüğü için... Fakat bu yeni dünya ona beklediği huzuru sunmayacaktı; zira burada dahi içsel çatışmalarla baş etmek zorundaydı.Amerika'da yeni eserler üretmeye devam etti – özellikle “Üç Arkadaş” (1936) isimli romanıyla dikkat çekti... Romanda dostluğun gücünü anlatırken aynı zamanda savaş sonrası yaşanan hayal kırıklıklarını da gözler önüne seriyordu – çünkü belki de o anlarda pek çok kişi gibi geleceksizliği hissediyordu! Eleştirmenlerden olumlu yanıtlar aldı ama içinde bulunduğu karmaşa onun düşüncelerinde büyük boşluklara yol açmıştı… 1940’larda ise Hollywood’un kapıları ona açıldı! Eserleri sinemaya uyarlanırken biri diğerinin ardından geldikçe gündeme oturdu – “Batıda Cephanelik Yok” adlı eserin film versiyonu izleyicilerin gönlünde taht kurarken tartışmalar beraberinde geldi... Kim bilir? Belki de sinema ile edebiyat arasındaki köprüyü kurmuştu!Yazar olarak geçirdiği yılların ardından artık tanınmış biri haline gelmişti ama kişisel hayatındaki karmaşa bitmek bilmedi birçok kez evlilik yaptı ancak mutluluğa ulaşmayı başaramadı...
Hayatındaki bu kaybolmuşluk hissi belki de eserlerine yansıdı karakterleri genellikle yalnızlıktan besleniyor gibiydi! Tüm bunlara rağmen yazdığı kitaplar sayesinde halk nezdinde her daim saygıyla anıldı…1970 yılına gelindiğinde Erich Maria Remarque’ın bedeni sona erdiğinde geride bıraktığı miras hala taptaze haldeydi… Onun hikayesi bugün bile birçok sanatçıya ilham vermekte ve eserlerinden esinlenen birçok çalışma yürütülmektedir. Ölümünün üzerinden geçen yıllar içinde özellikle savaş karşıtı bakışıyla topluma kattıkları hala konuşuluyor – asıl amacının barışı sağlamak olduğuna inananların sayısı giderek artıyor!Bugün bile pek çok insan onun kitaplarını okuyarak geçmişe ışık tutuyor… Tersine yaşadığımız çağda bile onun kelimelerindeki derinlik, modern dünyanın sorunlarıyla örtüşüyor! İşte tam burada ironi devreye giriyor: Erich Maria Remarque’ın hayata dair mesajları bugünün sosyal medyasında yankılanıyor! Onun 'yalnızlık' temalı betimlemeleri TikTok videolarında gençlerin kendilerine ait buldukları duygular arasında dolaşıyor...Herkes onu okumaya devam ederken kim bilir? Belki ileride onun hikayesinden daha fazlasını çıkaracak genç nesiller yetişecek!