
Kurtuluş Günü: Hatay/İskenderun'un Fransız İşgalinden Kurtuluşu (1938)
Hatay ve İskenderun, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve stratejik bir öneme sahip olan bir bölgedir. 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla birlikte bu topraklar üzerinde farklı güçler hâkimiyet kurma çabasına girmiştir. 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte Fransa, Hatay'ı işgal etmiştir. Bu durum yerel halk için büyük bir sıkıntı kaynağı olmuş, özgürlük arayışları başlamıştır.
Fransız işgali sırasında İskenderun'da yaşayan insanlar, kendi kimliklerini koruma ve bağımsızlıklarını kazanma mücadelesi vermişlerdir. 1936 yılı itibarıyla bu mücadele daha da güçlenmiş; halk, yerel direniş grupları oluşturarak Fransa'ya karşı birlik olma çabası içine girmiştir. 30 Ekim 1938 tarihinde ise tarihî bir dönüm noktası yaşanacak ve Hatay, Fransız işgalinden kurtulacaktır.
Fransız İşgali ve Hatay'ın Durumu
Fransızlar, 1918'de İskenderun'a girdi ve Hatay'ı işgal etmeye başladı. Bu süreç, yerel halk üzerinde derin izler bıraktı. İşgal döneminde birçok zorluklarla karşılaşan Hatay halkı, özgürlük mücadelesine kararlılıkla devam etti.
Kurtuluş Mücadelesi
Hatay, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne katılma kararı aldıktan sonra, Fransa'nın bu bölgedeki etkisini azaltma çabalarını sürdürdü. 1938 yılı, Hatay için Kurtuluş Günü’nün simgesi haline geldi. İskenderun'da, 30 Ekim 1938 tarihinde yapılan mitingler ve gösteriler, halkın özgürlük ve bağımsızlık taleplerini açıkça ortaya koymasını sağladı.
Tarihsel Anlamı
Hatay'ın kurtuluşu, sadece bir bölgenin bağımsızlığını kazanması değil, aynı zamanda Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü pekiştiren bir olaydır. Bu olay, Türk milletinin varoluş mücadelesinin bir sembolü haline geldi. Hatay, Türkiye’nin bir parçası olarak, bu coğrafyada yaşayan farklı etnik grupların kardeşliğini ve birliğini temsil etmektedir.
Bugünkü Anlamı ve Gelenekler
Her yıl 30 Ekim, Hatay'da Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır. Bu özel gün, sadece tarihi bir olayı anmakla kalmayıp, aynı zamanda Hatay'ın kültürel zenginliklerini de kutlamakta bir fırsat sunmaktadır. Yerel halk, bu günde çeşitli etkinlikler, konserler ve gösteriler düzenlemektedir.
Zaferin Rüzgârı: Toprağın Şeref Yolculuğu
30 Ekim sabahı güneş ufukta doğarken; topraklarımızın üzerinde yükselen özgürlük rüzgârı hissedilmeye başlanmıştı. Dört bir yandan gelen haberlerle sokaklar şenlenmişti; zaferin sesleri kulaklarda yankılanıyor, her köşede coşku sel gibi akıyordu. Kırmızı karanfillerin keskin kokusu arasında davul sesleri yükselirken; insanlar bayraklarıyla meydanlara dökülmüşlerdi.
Dört yıl süren baskılar altında inleyen kalpler artık sevinçle atıyordu. Herkes nefesini tutmuştu o an; zira kurtuluş gününün coşkusu etrafta dalga dalga yayılıyordu.
Saatler Sabaha Yakın...
Bütün geceyi direnişin umuduyla geçiren İskenderun halkı için sabah erken saatlerdeki heyecan doruk noktasına ulaşmıştı. Yerel liderlerin çağrıları ile bütün mahallelerden insanlar toplanmaya başladı; herkesin gözünde zafer hayali parlıyordu.
Bazıları kahvaltıda sadece zeytin ekmeğiyle yetinirken, bazıları evlerinde hazırladıkları pilav ve tavukla dostlarına ziyafet vermek için heyecanla koşuyorlardı. Nefesler tutulduğunda herkes aklında aynı soruyu soruyordu: "Bugün gerçekten kurtulabilecek miyiz?"
Bir Çocuğun Hatıra Defteri
Küçük Ali'nin hatıra defterinde kazandığı zafer gününe dair notlar yazması çok keyifliydi: "Bugün sokaklarda dans ettik! Annem bize bayrak yaptı ve hepimiz onu dalgalandırdık!" Annesinin ona anlattığı hikâyelerden etkilenmişti küçük Ali… “Büyükbabam savaşırken düşman askerlerine karşı nasıl cesurca savaştığını anlatırdı.” diye yazmıştı defterine.
Tüm çocuklar gibi o da umut doluydu o gün... Onların neşesi büyüklere ilham kaynağı oldu adeta! Küçük ellerindeki bayraklarla yürüyüşe katılırken gözlerinde sadece korkusuzluk değil aynı zamanda mutluluk vardı.
Kurtuluş Mücadelesi İçindeki Kahramanlar
Kurtuluş Günü’nün kutlanmasının ardındaki kahramanlardan biri olan Cemil Bey’in hikâyesi dilden dile dolaşıyor; cesareti tüm şehre yayılmıştı. Yıllarca süren sürgün hayatından sonra geri dönen Cemil Bey’in asıl hedefi vatanını yeniden kazanmak olmuştu.
Cemil Bey’in liderliğindeki grup kısa sürede organize oldu; silahlarını kuşanan yiğit adamlar Fransız kuvvetlerine karşı durmak üzere harekete geçtiğinde ruhlarında hissettikleri tek şey özgürlük arzusuydu.
Sonsuzluğa Karışan Haykırış: Yaşam Mücadelesi
Büyük mücadelelerin en güzel yanı belki de insanlığın ortak değerlerini hatırlatmasıdır! İşte bu nedenle hayat dolu yaşam mücadelesinin hepsi birleşerek sonsuzluğa karıştı… Kahramanların kanıyla sulanan topraklarda nice dualar edildi!
Cemil Bey’in arkadaşlarının hepsi canlarını ortaya koyarak en ön saflarda yer aldı; fakat bilmeliyiz ki aslında asıl kahraman halkın kendisiydi! Onların dayanılmaz azmi sayesinde Fransız işgali sona erdi ve Hatay özgürlüğüne kavuştu!
Tarih Sayfalarında Unutulmaz Bir Gün
30 Ekim tarihi Hatay’da özgürlüğün sembolü haline geldiği gibi Türk milletinin bağımsızlık azminin de en güzel örneği oldu! İnsanların yüzündeki mutluluk ifadesi unutulmaz anılar arasında yer aldı… Bayraklarla donatılan şehir caddelerinde dans eden kalabalık geceye kadar coşkuyla kutladı!
Peki ya Zafer? Sadece Geçmişin Anısı mı?
Peki ya zafer? Sadece geçmişin anısı mı yoksa toprağa ekilen bir tohum mu? Her biri fedakarlıkla sulanan bu tohumlar gelecekte nice genç nesillere ilham verecek... İşte asıl soru burada gizli kalıyor; tarihimizdeki kahramanlıklarla gururlanmaya devam mı edeceğiz yoksa onları unutarak geçmişimizi mi silmeye çalışacağız?