
Kurtuluş Günü: Hatay - Reyhanlı'nın Fransız İşgalinden Kurtuluşu (1938)
Hatay'ın Kurtuluş Günü, Türk milletinin azim ve kararlılıkla sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesinin sembollerinden biridir. 1938 yılında Fransız işgalinden kurtulan Reyhanlı, bu tarihi anı ile hem Hatay'ın hem de Türkiye'nin geleceğine dair umutlarını yeşertmiştir. Fransız Mandası altındaki yıllar boyunca yaşanan zorluklar ve işgalin yarattığı derin yaralar, yerel halkın özgürlük arzusu ile birleşerek, bu toprakların yeniden vatan haline gelmesini sağlamıştır.
Tarihsel olarak bakıldığında, Hatay, I. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından Fransa'nın manda yönetimi altına girmiştir. Bu dönem boyunca yerel halk çeşitli baskılara maruz kalmış; ekonomik sıkıntılar ve kültürel asimilasyon çabaları yüzünden huzursuz bir yaşam sürmüştür. Ancak o dönemde var olan milli bilinçlenme hareketleri, insanların mücadele etme azmini artırmıştır.
Fransız İşgali ve Kurtuluş Mücadelesi
Fransız işgali, I. Dünya Savaşı'nın ardından 1920'li yıllarda Hatay bölgesinde etkisini göstermiştir. Bu dönemde, yerel halkın Fransız yönetimine karşı tepkisi giderek artmış ve bağımsızlık arayışları başlamıştır. Reyhanlı, bu mücadelenin en yoğun yaşandığı yerlerden biri olmuştur.
Kurtuluş Günü Kutlamaları
Reyhanlı'nın kurtuluşu, 30 Eylül 1938 tarihinde gerçekleşmiştir. Kurtuluş Günü, her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmakta, bu etkinlikler arasında konserler, yürüyüşler ve sergiler yer almaktadır. Bu özel gün, hem yerel halk hem de Türkiye’nin dört bir yanından gelen misafirler için büyük bir önem taşımaktadır.
Kurtuluşun Anlamı ve Önemi
Kurtuluş Günü, Reyhanlı ve çevresindeki toplum için sadece bir tarih değil, aynı zamanda ulusal kimlik ve bağımsızlık mücadelesinin bir sembolüdür. Bu gün, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın ve birlikteliğin önemini vurgulamaktadır. Reyhanlı halkı, bu tarihi günde bir araya gelerek geçmişe olan bağlılıklarını bir kez daha haykırmaktadır.
Özgürlüğün Işığında: Anadolu'nun Dört Bir Yanından Yükselen Sesler
O günlerde Anadolu’nun dört bir yanından yükselen özgürlük naraları, Reyhanlı’nın sokaklarında yankılanıyordu. İnsanlar kalabalıklar halinde bir araya gelirken bayraklarını gururla dalgalandırıyorlardı. Kırmızı beyaz bayrağın gökyüzünde dans edişi; sanki geçmişten gelen tüm acıları unutturarak yeni bir başlangıcın habercisi gibiydi.
Reyhanlı’nın köylerinde yetişen çocuklar bile bu ruhu hissediyor; büyüklerinin anlattığı kahramanlık hikâyeleriyle büyüyorlardı. “Bir gün bizim de sıramız gelecek” diye fısıldıyorlardı birbirlerine. Gözlerinde parlayan umut ışıklarıyla doluydular.
Saatler Sabaha Yakın...
1938 yılının 29 Ekim’ine yaklaşırken herkesin içinde bir heyecan vardı; sabah olunca büyük olayların yaşanacağına dair dedikodular artmıştı. Uzaklardan gelen gürültüler gecenin sessizliğini bozuyor; insanlar pencerelerden dışarı bakarak neler olduğunu merak ediyorlardı.
Saatler sabaha yaklaşırken Reyhanlı'da oluşturulan direniş cephesi her geçen saat güçleniyordu. Genç delikanlılar ellerinde tüfeklerle mücadele etmeye hazır durumdaydılar; yüreklere düşen korku yerini cesarete bırakmıştı artık.
Büyük Gün: Kahramanların Yolu Açılırken
Kurtuluş günü geldiğinde ise güneş gökyüzünde parlayarak yeni umutları müjdelediği gibi özgürlüğü de getirecekti Reyhanlı’ya... Yıllarca süren zulüm sona ermek üzereydi ve direnişçilere karşı koyacak hiçbir güç yoktu artık!
O gün sokaklarda yürüyenlerin gözleri parıldıyordu; annelerin duaları arasında yükselen sesler duyuluyordu “Yaşa Mustafa Kemal Paşa!” diye haykıran gençlerin sesi... Çocukların neşe dolu çığlıkları ise o an herkesin yüreğini ısıtıyordu.
Bir Çocuğun Hatıra Defteri
Küçük Halil’in hatıra defterindeki yazılar aslında birçok insanın duygularını yansıtıyordu: “Bugün çok mutlu olduğum için yazıyorum! Artık hürüz! Artık kimse bize ‘bunu yapamazsınız’ diyemez!” Yazdığı kelimeler sadece birkaç harf değildi aslında; bu kelimelerdeki her sözcük bağımsızlığın özlemiyle dolup taşıyordu.
Kurtuluşun Akşamı: Kutlamaların Heyecanı
Kurtuluştan sonra akşam olunca meydanda toplanmalar başladı… Herkes elinde meşale ile sokaklara dökülmüş; nehir gibi akmaya başlamışlardı coşkuyla... Zaman zaman halaylar çekiliyor, zaman zaman da şarkılar söylenerek mutlulukları paylaşılıyor ve hayat tüm güzellikleriyle yeniden başlıyor gibiydi!
Efsaneleşen Kahramanlık Hikâyeleri
Zamanla o kahramanlardan bazıları efsaneleşti... Ali Dayı’nın cesareti dilden dile dolaşıyor oldu mesela… O kadar çok adam öldürdüğü söylenirdi ki neredeyse herkes onu tanıyordu! Hatta o günlerden kalan şarkılara bile ilham kaynağı olmuştu…
Ayrılık Zamanıdır: Geçmişe Yolculuk
Zaman ilerledikçe milletimiz geçmişe dönecek böyle anılardan daha fazlasını yaşayacaktı ama o ilk kurtuluş gününün hatırası her daim taze kalacak kalplerimizde… Belki de tarih kitaplarının sayfalarında kaybolmayacak kadar özel olacak!
Peki ya Bugün? Kurtuluş Rüzgârını Hissederken...
Peki ya bugün? Bu kutlamalar sadece geçmişin bir anısı mı yoksa geleceğe atılan adımlarımız için yeni motivasyon mu? Bağımsızlığımızın kıymetini bilmemiz gerektiği gerçeği göz önündeyken hepimizin üzerine düşen görevleri unutmamak gerekmez mi?